Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Zeytin efendi ile bendeniz |
Yakın tarihimize ilgi duymam sonrası başlayan okumalarımı iş yerinde arkadaşlarımla da paylaşıyordum. Okumayı seven bir meslektaşım, Ayşe Hür'ün kitaplarını da mutlaka okumam gerektiğini söylemişti. Kısmet bugünlereymiş.
Tarihsel olayların çoğunluğun ilgisini çekmesi hangi döneme denk geliyor tam hatırlamıyorum. Hatırladığım Hürriyet gazetesinin pazar günleri yayınlanan sayısında Soner Yalçın'ın yazıları. Bir çoğuna ilginç gelen, ya az ya da hatalı bilinen bir tarihsel olayı, günümüzdeki tartışmalarla harmanlayan yazılar olurdu Yalçın'ın yazdıkları. O zamanlar OdaTV falan yoktu elbette.
Ayşe Hür benzer bir işi Agos, Taraf ve Radikal gazetelerinde yapmış. Üç gazeteyi de takip etmediğim için Ayşe Hür'ün gazetelerdeki yazılarını da okumamıştım. Hür, farklı tarihlerde farklı tarihsel olaylara dair, gazetede yayınlanacağı kısıtlarıyla kaleme alınmış yazılarını Öteki Tarih başlığı altında kitaplaştırmış. Profil yayıncılıktan iki cilt halinde yayınlanan kitaplar, zamana göre sıralanmış ve gazetede yayınlandığı halinden biraz daha genişletilmiş. Ayrıca her yazının sonuna yararlanılan kaynakça da eklenerek, daha ayrıntılı çalışmalar yapmak isteyenlere yol gösterilmiş.
Ayşe Hür, Boğaziçi Üniversitesi Tarih ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Çift anadal mezunu. Aslında uluslararası ilişkileri anlayabilmek için tarihi çok iyi bilmek şart belki. Hür'ün kalemi akıcı, cümlelerin uzunluğu, seçilen kelimeler, okuyucuyu yormuyor. Yazılan edebi bir metin olmadığı için, bu tercih yerinde. Anlatılan olayı, kısa metin ile anlatmak, o olay için kitap yazmaktan daha zor olsa gerek. Hem konunun arkaplanını açıklamak hem kendi yorumuyla sebepleri üzerine söz söylemek hem de olay içerisindeki kahramanların hayatlarına dair bilgiler paylaşmak ve tüm bunları bir gazete yazısında toparlamak gerçekten kolay iş değil. Hür, bu zorluğun üstesinden gelmiş.
Yakın tarihimiz, bize okutulduğu gibi yaşanmamış. Deyim yerindeyse sonradan yeniden yazılan bir tarih okumuşuz ve halen çocuklarımız bu yeniden yazılmış tarihi okuyor. En önemli eksiklik, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ile genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemine olan etkisinin görmezden gelinmesi. Cumhuriyet döneminin önemli aktörlerinin neredeyse tümünün İttihat ve Terakki kökenli olması gerçeği, itina ile gizlenmiş ve gizlenmeye çalışılmaya devam ediliyor. Kimler derseniz bu önemli aktörler, burada isimleri sıralamaya gerek yok. Kazım Karabekir'in ilgili kitaplarını okumanız yeterli. Mustafa Kemal'in de İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üyesi olduğu mesela, halen tartışmalı denilmekte. Oysa Hür'ün kitabında da yer aldığı üzere, Mustafa Kemal'in kendi ifadelerinde bile birden fazla kez bu üyeliğin gerçekleştiği söylenmiş. Ne önemi var, olan olmuş, biten bitmiş diyebilirsiniz. Bugüne bakalım biz de diyebilirsiniz. Oysa önemi büyük. Geçmişi anlamadan bugün yorumlanamıyor. Yorumlansa da eksik ya da hatalı oluyor yorumlar, tespitler.
Ayşe Hür'ün kitaplarının özellikle ikinci cildi, milli mücadele döneminin bir çok tartışmalı konusuna değiniyor. Yazıları arasında Çerkes Ethem, İzmir Suikasti, Ali Şükrü Bey cinayeti gibi başlıklar var.
Kızmadan, sakince okumanızı öneririm. Dediğim gibi Ayşe Hür, tarih lisansına ve yüksek lisansına sahip. Yazıklarının referansları var. Tarih, bize okutulandan farklı yaşandıysa, aslında neler yaşandığını öğrenmek zorundayız. Elbette bunun yerine, o zaten ile başlayan cümleler kurabilirsiniz. Tercih sizin...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.