Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
DigiTAG, sayısal karasal televizyon yayıncılığının geliştirilmesi için Non Profit Organisation statüsünde kurulmuş bir yapıydı. Sektöre epey katkısı olmuştu. Yayınladığı raporlar, bir çok pratik bilgiyi içeriyordu. Düzenlediği etkinliklerden, 2013 yılında İstanbul'dakine katılmıştım. 250 € gibi bir ücret verilerek takip etmek mümkündü. Sağolsunlar benden ücret de almamışlardı.
İşte bu DigiTAG, kapanıyormuş. Faaliyetlerini DVB bünyesinde sürdürecekmiş bundan sonra. DVB, yayınladığı standartlar ile sektörün çok önemli bir kuruluşu. Ancak, benim gibi, kendi olanakları ile bir takım sempozyumları, konferansları takip etmeye çalışanlara mesafeli. DigiTAG'ın yaptığı davetleri, ücretsiz katılım olanaklarını DVB sunmuyor.
Bakalım, belki DigiTAG'ın bünyesine katılması ile farklı bir tutum izler.
Bu arada, Venedik'te düzenlenecek DVB World Kongresi'ne katılım için arayışlarım sürüyor :) Uçak biletini alalı epey bir ay oluyor, ancak iş bilet ile bitmiyor. Etkinliğin katılımı da ücretli, 1000 €, az para değil.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.