Ana içeriğe atla

Kenneth Wenzel ile sayısal radyo konulu e-söyleşi

Kenneth Wenzel, Amsterdam'da DVB-T2 Lite
 üzerinden radyo yayını yaparken.
Öndeki alıcı, cep telefonundan DVB-T2 yayını izlemek
için kullanabileceğiniz bir eklenti.
Bu sayısal radyo konusunda yayınladığım beşinci söyleşi. Bugüne değin WorldDAB ve WorldDRM başkanları ile söyleşiler yayınladım. Ayrıca Attila Ladayni, kurallarına uygun işletilen bir FM şebekesinin kalite bakımından sayısal radyodan aşağı kalır yanı olmadığını belirttiği bir söyleşi verdi. Dr. Peter Siebert söyleşisinde de sayısal radyo konusuna ilişkin bir soru yer alıyordu. 

Bu kez, konuğum Kenneth Wenzel. Kendisi Danimarka'da yaşıyor, sayısal radyo ve televizyon yayıncılığı konularında araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda U-Media ApS adlı şirketin üst yöneticisi. Wenzel ile iki kez yüzyüze görüşme olanağı buldum. İlki 2013 yılında Estonya'nın başkenti Talin'de düzenlenen Sayısal Yayıncılık Konferansı'ndaydı. Her ikimiz de sunum yapmıştık söz konusu etkinlikte. Wenzel, DVB-T2 Lite profilinin sayısal radyo yayını için kullanılabileceğini orada anlatmıştı. Geçtiğimiz yıl Amsterdam'da IBC fuarında, bu kez anlattıklarını gösteriyordu. Çalışan bir sistemde DVB-T2 Lite profilinde yapılan radyo yayınını dinletti cep telefonuna taktığı küçük bir DVB-T2 alıcısı ile. 

Sağolsun beni kırmadı, vakit ayırıp sorularımı yanıtladı. Kendisine huzurunuzda bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. 

Söyleşinin orijinali İngilizce olarak TVTechTR.com/2016/01/an-e-interview-with-kenneth-wenzel.html okunabilir...

1. Sayısal radyo için DVB-T2 Lite profili çözümünü kısaca açıklamanızı rica ediyorum. Ayrıca, bu çözüm henüz sayısal radyo ve televizyon şebekesi kurmamış ülkeler için bir seçenek olabilir mi?

Danimarka, 1995 yılından bu yana DAB ile sayısal radyo şebekesi kurmaya çalışıyor. Sayısal iletime dönüşümün amacı, FM'den daha iyi ses kalitesine, daha fazla istasyona ve çoklu iletimde daha iyi gürültü ve girişim değerlerine ulaşmaktır. FM ve AM'in aksine DAB ile daha fazla radyo kanalını aynı frekanstan yayınlayabilirsiniz (bir multipleks).

DAB, istenilen başarıyı yakalayamadı. Bunun sebeplerinden birisi kimi DAB kanallarının 192 Kbps'ta MPEG 1 Audio Layer 2 (MP2) olarak yayınlanmasıydı. Bu değerler, normal alım koşullarında FM'den daha düşük bir ses kalitesine yol açtı, özellikle stereo yayınlarda. 

DAB sistemine ikinci eleştiri, DAB frekans şebekesini işletmenin çok pahalı olmasıdır. Çünkü programları DAB olarak yayınlamak için daha fazla elektrik gücüne ve daha büyük ve daha pahalı vericilere ihtiyacınız vardır. (Burada kıyaslamanın hangi sistemle yapıldığı belirtilmemiş ancak, DVB-T2 Lite ile kıyaslandığını düşünebiliriz. Ö.C. notu)

DAB, alıcısının üretilmesi kolay bir modülasyon formu kullanıyor, ancak bu form, radyo gürültüsünün sebep olduğu bir bit'lik hatanın, alıcıda iki bit haline gelmesine yol açıyor. Ayrıca DAB, tek katmanlı, zayıf sayılabilecek bir hata düzeltmesi kullanıyor. Bunu gidermek için DAB, gerekenden, kayda değer oranda yüksek güç ile yayınlanıyor. 

DAB başarılı olamadığı için, WorldDMB organizasyonu, hata düzeltme işini iki katmanlı yapan yeni bir standart geliştirdi: DAB+. Orijinal hata düzeltmesinin yanısıra Reed-Solomon da eklendi. Ne yazık ki bu yeni hata düzeltmesi için ayrılan bit'ler, kapasiteyi %8,3 oranında azalttı. Öte yandan, daha fazla hatanın düzeltilebiliyor oluşu, daha zayıf sinyallerinde de alınabilmesini ve dolayısıyla kapsama alanının genişlemesini sağladı.

Aynı zamanda DAB+ ile birlikte HE-AAC ses sıkıştırma standardını kullanmak olanaklı hale geldi, bu da üç kat daha verimlidir. Sonuç olarak aynı kalitede 3 kat daha fazla radyo kanalı yayınlamak mümkündür. 

DAB+'da şöyle bir teknik sorun bulunuyor. DAB+, hata düzeltmenin ilk katmanına kadar DAB olarak yayınlanıyor ve bu bölümlerde DAB'ın temel zayıflıkları DAB+'ta da aynı şekilde mevcut.

Bu yüzden, Türkiye'de radyonun sayısallaştırılması sürecinde DVB-T2 ve/veya T2 Lite'ın da düşünülmesi gerekir. DVB-T2 Lite DAB/DAB+'a kıyasla, aynı yayın koşullarında, 3 kat daha fazla kapasiteye sahiptir.

T2 Lite ve DAB+ aynı 1,7 MHz kanal raster'ında yayınlanır.

DAB sadece 1.152 kbit/s'lik kapasiteye sahiptir.

DAB+ 1.152 kbit/s eksi 1/12, ekstra hata düzeltmesi için kullanılıyor bu 1/12. Sonuçta DAB+ 1.152 x 11/12 = 1.056 kbit/s.

Eşdeğer bir DVB-T2 Lite vericisi, aynı yayın gücü ve temel sağlamlık (robustness) koşullarında 3.201 kbit/s yayınlama kapasitesine sahiptir. DVB-T2 ve T2 Lite aynı zamanda ev içinde daha iyi ve darbe (impulse) şeklinde gelen hatalara karşı daha az hassas olacaktır.

Eğer sadece 1.056 kbit/s yayınlamak isterseniz, 6 kat daha iyi yayın gücüne ve kaydadeğer bir genişlikte kapsamaya ulaşabilirsiniz.

DAB, MPEG-1 Audio Layer 2 (MP2)'ye bağlanmıştır, ancak DAB+ ve DVB-T2 ile HE-AAC ses kullanabilirsiniz. Bu sayede daha az yer kullarak daha iyi ses elde edebilirsiniz. 

HE-AAC ses formatında, 64 kbit/s ile kabul edilebilir ses olanaklıdır. 

DAB+'da 64 kbit/s'de 16 HE-AAC müzik programına; T2 Lite'da ise 64 kbit/s'de 44 müzik programına yer açabilirsiniz. Eğer DAB kullanırsanız 192 kbit/s'de MP2 olarak 6 müzik kanalı gönderebilirsiniz sadece. 

2. Alıcı tarafını düşünürsek, DVB-T2 Lite çözümünü destekleyecek çipler hazır mı?

DVB-T2 çiplerinin tümü 1.7 MHz kanal raster'ını destekliyor. DVB-T2 alıcı cihazların yazılımlarında tek yapılması gereken, VHF Bant III'te 1.7 MHz kanal raster'ını tarayacak şekilde güncellemek. 

3 Sadece FM alıcılı araç radyoları için ne yapılması gerekiyor?

Geçtiğimiz yıl, 2015'te, Sony, Parrot ve Siano araç içi eğlence sistemlerinde, DVB-T2 MRC diversity (çeşitlilik) çipini çıkarttı. 

Bu teknoloji, sayısal TV / radyo sinyallerinin birden fazla anten ile alımına olanak tanıyor. Diversity-2 ile birlikte hassasiyet arttırıldı. Araç/ev içi (indoor) alımı %70 oranında arttırarak kapsama alanını üçe katlayan bir sonuç doğurdu. Ayrıca yüksek hızlarda ortaya çıkan Doppler etkisinden kaçınmayı da iyileştiriyor.

Kararlı alışa ulaşabilmenin zorlu olduğu koşullarda daha kullanışlı.

BMW 7 serisi gibi bir çok Alman arabası, hali hazırda, sayısal radyoyu ve DVB-T2 & T2 Lite ile HEVC TV'yi destekliyor.


4 Kimileri karasal sayısal radyonun gerekli olmadığını, geniş bant ve 4G/5G'nin fazlasıyla yeterli olacağını ileri sürüyor. Bu konuda ne dersiniz?

Internet radyosu niş radyo için çok iyi bir tamamlayıcı. 

Ben, teknik olarak mümkün olsa bile, internet radyonun, sayısal radyo için tek platform olmasının önerilebileceğini düşünmüyorum. 

Konu hakkında daha fazla öğrenmek isterseniz, Kenneth Wenzel'in sunumlarına göz atabilirsiniz. 


DVB-T2 Lite | Next Generation of Mobile Broadcasting

First Deployments, First Experiences
http://www.slideshare.net/KennethWenzel/dvbt2-lite-next-generation-of-mobile-broadcasting

and a more detailed presentation regarding T2 Lite vs DAB+ in VHF band III (1.7 MHz BW).



Is T2 Lite becoming the new frontier for digital radio?

VHF band III | T2 Lite vs DAB+

http://www.slideshare.net/KennethWenzel/is-t2-lite-becoming-the-new-frontier-for-digital-radio
Kenneth Wenzel'a sorularımı yanıtlamak için vakit ayırdığı için yeniden teşekkür ederim. 

Yorumlar

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

boşluk

"Bak ne yaptım, piramidi avucumun içine sığdırdım."   Benzeri milyon kez çekilmiş bir fotoğrafı kendi telefonuyla da kaydetmiş olmanın anlamsız gururu ve mutluluğu sesine yansıyordu. Bak diye seslenmişti ama seslendiği yerde boşluk dışında bir şey yoktu.  Hayatının tümünü kaplayan büyük boşluk. Oysa aşıklar kentine yalnız gelmek değildi planı. Bu hafta çok farklı geçecekti.  Nikahın ardından balayı için geleceklerdi Paris'e. Kalacakları oteli iki ay öncesinden ayarlamıştı. Bir haftalık tatilde gezecekleri yerleri belirlemişti gün gün, hatta saat saat.  Şimdi avucunun içine sığdırdığı piramidin yerinde sevgilisinin eli olabilirdi.  Eğer nikaha bir saat kala, bu iş olmayacak, ben vazgeçtim demeseydi.

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

kar ve

Gördüğünüz fotoğrafı 2020 yılı Ocak ayında Ankara'da çekmiştim. Bu kadar çok olur mu bilmiyorum ama hava tahminleri yanılmazsa, salı ya da çarşamba günü İstanbul'a 2025'in ilk karı yağacak.  Şubat tatilinde yağmayan kar, okulların açıldığı ilk haftayı beklemiş gibi  görünüyor.  Yağmur yağdığında bile kilitlenen trafik, kar ile ne hale gelecek göreceğiz.  İkinci dönemde tüm öğrencilere başarılar diliyorum.  Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun. 

Gece Yarısı Kütüphanesi, Matt Haig

Matt Haig'in çok satan romanı Gece Yarısı Kütüphanesi'ni okudum. Dilimize Kıvanç Güney tercüme etmiş. Karamsar bir başlangıcın ardından, farklı bir kurgu ile ilerleyen roman, umut dolu bir finalle bitiyor.  Matt Haig'den okuduğum ilk eser Gece Yarısı Kütüphanesi. Akıcı bir dille yazılmış. Bir çok felsefeciden alıntılar yapılmış. Çocuk ve gençler başta olmak üzere, her yaştan okuyana mesajlar içeriyor. Dediğim gibi, başlangıcı karamsar ve bu bölümlerde, roman kahramanının tespitlerine takılmamak ya da daha açık söylemek gerekirse, hak vermemek gerekiyor. Bu fikirlerin, depresyonun dibindeki bir kişinin hayata dair tespitleri olduğunu unutmanızı önemle hatırlatırım. İlerleyen bölümlerde bu depresif düşüncelere fazla gönderme yok zaten. 

kaybolmak

Bu havada yapılacak en iyi şey yürümektir. Ne bunaltıcı bir sıcak, ne üşüten bir soğuk. Güneş, bulutların arkasında kalmış. Sonbaharın kışa yaklaştığı bugünlerde, bulut arkasında bile olsa havanın serinliğini dengeliyor sıcaklığı ile.  Yürürken düşünmek hoşuma gidiyor. Diyeceksiniz ki otururken düşünemiyor musun? Belki size garip gelecek ama yanıtım evet. Otururken, araba kullanırken, etrafta iletişim kurabileceğim birileri varken düşünemiyorum. Daha doğrusu düşüncelerim arasında dolaşamıyorum. Oysa yürümek, düşünceler denizinde kaybolmak için birebir.  Sabah, pencereyi açıp havayı görünce, işte dedim, kaybolmak için güzel bir gün. 

Pazr günü eğlencesi: Eymir gölü etrafında bisiklet sürmek

Sadece ODTÜ öğrenci ve çalışanlarının bir de göl kartı sahiplerinin girebildiği düşünülür Eymir gölüne. Oysa, eskiden olduğu gibi bugün de arabasız girdiğiniz sürece, kimse kimlik sormaz kapısında. Birisi TRT'nin Oran yerleşkesinin yanından inen yolun sonunda, diğeri Gölbaşı'ndaki TEİAŞ tesislerini geçince olmak üzere iki kapısı bulunur bu küçük göl ve çevresinin. ODTÜ arazisidir ve içerisinde piknik yapmak yasaktır. Son düzenlemeler sonrası üniversite arazisi olduğu için içeride alkol satışı yasaklanmıştır. Yakın zamanda üniversite yönetiminin aldığı bir karar ile Eymir gölü çevresine haftasonları araç girişi tamamen yasaklandı. Her iki kapının yakınında, ODTÜ'de görev yapan güvenliklerin kontrol ettiği park alanları oluşturuldu. Ücretsiz olan bu alanlara aracınızı bırakıp yürüyerek göl çevresine girebiliyorsunuz. İçeride her 10 - 15 dakikada bir hareket eden ring servisleri bekliyor. Lokantaların olduğu yerlerde durakları var. Dönüş için de aynı araçları kullanabili...

vapur

Hafta içi aynı saatte biniyor o da vapura. Nerede çalışıyor bilmiyorum. Aslına bakarsanız, çalışıyor mu ondan da emin değilim. Tek bildiğim Beşiktaş - Kadıköy vapurunda, hafta içi her akşam karşılaştığımız. 18.15 vapuruna binince ilk işim bir kat üste çıkıp büfe sırasına girmek. Hep aynı şeyi sipariş ediyorum, sade kahve ve sade soda. Boş olduğu sürece aynı yere oturuyorum.  Hayatım olanca tekdüzeliği ile akıp giderken fark ettim varlığını. Önce büfe sırasında, sonra kahvemi ve sodamı alıp oturduğum cam kenarındaki kanepenin çaprazında. Hiç selamlaşmadık belki ama onun da beni fark ettiğini düşünüyorum. Bir kaç kez büfe sırasında benden sonra sipariş verirken, aynısından dediğini duyduğumda gülümsemiş, onun da gülümsediğini görmüştüm. Bu sıcak gülümseyişlere karşın konuşmamıştık.  Kadıköy'de inince nereye doğru gittiğine bakmadım hiç. İnsan selinin içinde kaybolduk her seferinde. Ben çarşının içinden geçip Moda'ya doğru giden sele kaptırıyordum kendimi. Bazen metro alt geçidin...

Kapak Kızı / Ayfer Tunç

2023 senesinin başlarında, henüz emekli olmamışken, TRT Spor rejisinde bir kitapsever arkadaşımın önerisi ile Dünya Ağrısı adlı romanını okumuş ve çok etkilenmiştim. Ayfer Tunç'u 2023'e kadar neden fark edemedim diye epey üzüldükten sonra, geç olsun - güç olmasın dedim ve seneyi Ayfer Tunç romanlarıyla bitirmeye karar verdim.  Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragrafın ardından gelelim Kapak Kızı adlı romana. İlk baskısı 1992 yılında Simavi Yayınları'nca yapılmış. Ben Ekim 2022 tarihli Can Yayınları'ndan çıkan 22. baskısını okudum. Romanın sonuna eklenen yazarın notuyla birlikte 261 sayfa. Son notta, romanın yeniden yazıldığı, belki daha doğru ifadesiyle gözden geçirilerek çoğu cümlenin yeniden ele alındığı belirtilmiş. 2004 yılında yapılan bu yenilenmiş hâli ile ilk baskısını kıyaslamak isterdim, kim bilir belki bir gün fırsat bulurum. Yemekli vagonunda sigara içmenin serbest olduğu ve içki servisinin yapıldığı senelerde geçiyor roman. Karlı bir günde Ankara'dan İs...

Kocadağ At Çiftliği Kocadağ Köyü / Havran

Deniz, kum, güneş tatilinden sıkıldıysanız ve Edremit körfezi civarındaysanız size süper bir alternatif: At binmek. Edremit'ten Balıkesir'e giden yol üzerindeki şirin ilçe Havran'ın Kocadağ köyünde bu mekan. Henüz dört yaşında olan iki(z) kızlarımız çok keyif aldılar at binmekten. Altınızda sizden epey güçlü b ir hayvan varken dengede durmaya çalışmak, yorucu bir o kadar da keyifli bir uğraş. Eğer hayatınızda at binmeyi hiç denemediyseniz, emin olun deneyince siz de kabul edeceksiniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.    Kocadağ At Çitfliği'nde at binmenin yanı sıra lezzetli mutfağını da deneyebilirsiniz. Mantı, haşlama içli köfte, ızgara köfte ve elbette demleme çay. Fiyatlar derseniz bu konuda ucuz / pahalı yorumu yapmak istemiyorum. Bunun yerine bir kaç seçtiğim ürünün fiyat bilgisini paylaşacağım. Ancak, öncelikle sipariş edeceğiniz yiyeceklerin hepsinin büyük bir özenle hazırlanıp, aynı özenle servis edildiğini belirteyim. Biz mantı, içli köfte, ızgara hellim ve ...

yaz kış

Yürümeye başladığımda buralara kadar geleceğim aklımın ucundan geçmemişti. Sahilde bir aşağı bir yukarı yaptığım yürüyüşlerin benzerini tekrarlayacağımı düşünerek düşmüştüm yola. Neden sahil yerine tepelere yöneldim bilmiyorum. Belki denizi seyretmekten sıkıldım belki o adamla karşılaşmak istemedim.  Ne zaman sahile insem karşıma dikilip, gene yannız takılıyosun hocam, diye laf atacak. Yannız değil, yalnız diye düzeltsem, senin gibi okumuş adam değiliz ama biz de hayat üniversitesini bitirdik diye başlayacak.  Oysa tepeler bomboş. Adı üzerinde "yazlık siteler" sadece yazları kullanılıyor. Bahçelerindeki ağaçlar, ağaçlarındaki meyveler ise yaz kış burada. İşte bu zeytinler gibi. Sahipleri olgunlaştığını göremeyecek yine.  Yaz kış burada olan bir de ben varım, sahilde karşılaşmaktan kaçındığım adamla birlikte.