Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
1880 - 1930 arası, bizim coğrafya temel olmak üzere dünyada ne olup bitmiş diye okuyup duruyorum uzunca bir süredir. Bu yazıyı yayınlarken aklıma geldi, bu süreçte okuduğum kitapları farklı bir etiketle işaretlesem iyi olur galiba. Etiket önerilerine hazır olduğumu belirtip, gelelim kitabımıza:
Murat Çulcu'nun kitabının ikinci baskısını okudum. Erciyaş yayınlarından Haziran 1995 tarihinde basılmış. 400 sayfaya yakın bir inceleme eseri yazmış Çulcu. Bu 400 sayfada neredeyse tarihin başlangıcından günümüze, Anadolu coğrafyasında neler olduğunu anlatıyor. Kitabın adına spekülatif koymuş olsa da aslında Çulcu'nun anlattıkları pek de spekülasyon değil bana kalırsa. Türkiye Cumhuriyeti tarihine ilişkin yazdıkları ve tek cümleyle özetlersek; Atatürk'ün ölümünün ardından iktidara gelen İttihat ve Terrakki ekibi, yıllar içerisinde adı değişse de hep iktidarda kalan partilerin merkezinde yer almış, diyebiliriz sanırım.
Bu tezin ve diğer önemli tespitlerin ayrıntılarını okumak için büyük olasılıkla kütüphaneleri ve sahafları dolaşmanız gerekecek. Çulcu'dan okuduğum ilk eser bu, muhtemelen son eser olmayacak.
Bu arada, geçtiğimiz günlerde Aksoy işhanı ve diğer sahaf pasajlarında dolaşıp epey bir kitap aldım. Yakında blog, kitaplar anlamda şenlenecek. Bu arada bir önemli kararımı da, herkesten, gerçekten herkesten önce, sizlerle paylaşmak istiyorum. Doktora çalışması yapmaya karar verdim bir kez daha. Bu kez, Devrim Tarihi dönemini inceleyeceğim. Kafamdaki üniversite Ankara Üniversitesi. Bir yerde kendi üniversitem :) Ankara Üniversitesi'nde Gazetecilik alanında doktora programına başlayıp, ilk dönemde bırakmaya karar vermiştim. Bu kez niyetim ciddi :) Ön hazırlığımı programa başvurmadan önce yaptım. Sırada, bu güne kadar sorun olmayan ALES var. Oradan iyi bir derece alırsam, mülakattan da ortalama bir not alsam doktoraya kabul edilirim diye düşünüyorum.
Hayırlısı...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.