Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
1880 - 1930 arası, bizim coğrafya temel olmak üzere dünyada ne olup bitmiş diye okuyup duruyorum uzunca bir süredir. Bu yazıyı yayınlarken aklıma geldi, bu süreçte okuduğum kitapları farklı bir etiketle işaretlesem iyi olur galiba. Etiket önerilerine hazır olduğumu belirtip, gelelim kitabımıza:
Murat Çulcu'nun kitabının ikinci baskısını okudum. Erciyaş yayınlarından Haziran 1995 tarihinde basılmış. 400 sayfaya yakın bir inceleme eseri yazmış Çulcu. Bu 400 sayfada neredeyse tarihin başlangıcından günümüze, Anadolu coğrafyasında neler olduğunu anlatıyor. Kitabın adına spekülatif koymuş olsa da aslında Çulcu'nun anlattıkları pek de spekülasyon değil bana kalırsa. Türkiye Cumhuriyeti tarihine ilişkin yazdıkları ve tek cümleyle özetlersek; Atatürk'ün ölümünün ardından iktidara gelen İttihat ve Terrakki ekibi, yıllar içerisinde adı değişse de hep iktidarda kalan partilerin merkezinde yer almış, diyebiliriz sanırım.
Bu tezin ve diğer önemli tespitlerin ayrıntılarını okumak için büyük olasılıkla kütüphaneleri ve sahafları dolaşmanız gerekecek. Çulcu'dan okuduğum ilk eser bu, muhtemelen son eser olmayacak.
Bu arada, geçtiğimiz günlerde Aksoy işhanı ve diğer sahaf pasajlarında dolaşıp epey bir kitap aldım. Yakında blog, kitaplar anlamda şenlenecek. Bu arada bir önemli kararımı da, herkesten, gerçekten herkesten önce, sizlerle paylaşmak istiyorum. Doktora çalışması yapmaya karar verdim bir kez daha. Bu kez, Devrim Tarihi dönemini inceleyeceğim. Kafamdaki üniversite Ankara Üniversitesi. Bir yerde kendi üniversitem :) Ankara Üniversitesi'nde Gazetecilik alanında doktora programına başlayıp, ilk dönemde bırakmaya karar vermiştim. Bu kez niyetim ciddi :) Ön hazırlığımı programa başvurmadan önce yaptım. Sırada, bu güne kadar sorun olmayan ALES var. Oradan iyi bir derece alırsam, mülakattan da ortalama bir not alsam doktoraya kabul edilirim diye düşünüyorum.
Hayırlısı...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.