Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Beş Parasızdım ve Katilimi Arıyordum. "İntikam Tehlikeli Bir Sanattır" Dedi, "Bu Sanatın İnceliklerini Bilmiyorsan Ölürsün", Silahımı Çıkartıp Masanın Üzerine Bıraktım.
Kitabın kapağında yazılı adı yukarıdaki :) Sizce de biraz fazla uzun bir isim değil mi? Şentekin'den okuduğum ilk kitap, gene geçenlerde Amsterdam'a yaptığım bir çok ilkleri içeren Atlas GLOBAL seyahatinde yoldaşlık yaptı. Hepi topu 3 saat süren yolculuğun, Atlas'ın birbirinden lezzetli ve özenli ikramlarından, bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını gerçekten merak ettiği için soran hosteslerinden vakit buldukça okudum. Bitmesini istemediğim bir yolculuk ve kitap oldu. Schiphol havaalanında bavul beklerken 240 sayfalık kitap bitmişti.
Pulp fiction adlı filmi sevdiyseniz, ki ben bayılmıştım, Şentekin'i de seveceksiniz. O ne ki diyecek yaştaysanız Leyla ile Mecnun desem, en azından işin önemi bakımından benzeşiyorlar. Leyla ile Mecnun nasıl dizi tarihinin kültü haline geldiyse bence Şentekin'in romanı da Türk polisiyesinin kültü haline gelecek. Kurgusu sağlam, mesajlarını insanın gözüne sokmadan veren, dili temiz ve akıcı bir roman. Çok başarılı bir polisiye.
Bu arada aslında kitabın fotografı da vardı. Ama bir İstanbul daha iyi gider diye düşündüm. Sonra baktım elimde bu var. O rüzgarı yeniden hissetmek iyi gelir dedim kendi kendime, bu yazıyı her gördüğümde. Ve, işte bu yüzden,
ya da tamam tamam itiraf ediyorum: üşendim gece gece telefonu aç, bilgisayara bağla, fotografı bul....
Bu arada aslında kitabın fotografı da vardı. Ama bir İstanbul daha iyi gider diye düşündüm. Sonra baktım elimde bu var. O rüzgarı yeniden hissetmek iyi gelir dedim kendi kendime, bu yazıyı her gördüğümde. Ve, işte bu yüzden,
ya da tamam tamam itiraf ediyorum: üşendim gece gece telefonu aç, bilgisayara bağla, fotografı bul....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.