Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
Beş Parasızdım ve Katilimi Arıyordum. "İntikam Tehlikeli Bir Sanattır" Dedi, "Bu Sanatın İnceliklerini Bilmiyorsan Ölürsün", Silahımı Çıkartıp Masanın Üzerine Bıraktım.
Kitabın kapağında yazılı adı yukarıdaki :) Sizce de biraz fazla uzun bir isim değil mi? Şentekin'den okuduğum ilk kitap, gene geçenlerde Amsterdam'a yaptığım bir çok ilkleri içeren Atlas GLOBAL seyahatinde yoldaşlık yaptı. Hepi topu 3 saat süren yolculuğun, Atlas'ın birbirinden lezzetli ve özenli ikramlarından, bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını gerçekten merak ettiği için soran hosteslerinden vakit buldukça okudum. Bitmesini istemediğim bir yolculuk ve kitap oldu. Schiphol havaalanında bavul beklerken 240 sayfalık kitap bitmişti.
Pulp fiction adlı filmi sevdiyseniz, ki ben bayılmıştım, Şentekin'i de seveceksiniz. O ne ki diyecek yaştaysanız Leyla ile Mecnun desem, en azından işin önemi bakımından benzeşiyorlar. Leyla ile Mecnun nasıl dizi tarihinin kültü haline geldiyse bence Şentekin'in romanı da Türk polisiyesinin kültü haline gelecek. Kurgusu sağlam, mesajlarını insanın gözüne sokmadan veren, dili temiz ve akıcı bir roman. Çok başarılı bir polisiye.
Bu arada aslında kitabın fotografı da vardı. Ama bir İstanbul daha iyi gider diye düşündüm. Sonra baktım elimde bu var. O rüzgarı yeniden hissetmek iyi gelir dedim kendi kendime, bu yazıyı her gördüğümde. Ve, işte bu yüzden,
ya da tamam tamam itiraf ediyorum: üşendim gece gece telefonu aç, bilgisayara bağla, fotografı bul....
Bu arada aslında kitabın fotografı da vardı. Ama bir İstanbul daha iyi gider diye düşündüm. Sonra baktım elimde bu var. O rüzgarı yeniden hissetmek iyi gelir dedim kendi kendime, bu yazıyı her gördüğümde. Ve, işte bu yüzden,
ya da tamam tamam itiraf ediyorum: üşendim gece gece telefonu aç, bilgisayara bağla, fotografı bul....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.