Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
2004 yılından bu yana sürdürdüğüm Türkçe bloguma, 2013 yılında İngilizce bir kardeş oluşturdum. İçerikleri bakımından kıyaslarsak Türkçe KAPSAR İngilizce olur. Küme işaretini bulamayınca elle yazdım, artık kusuruma bakmayın. İkisinin kesişim kümesi ise Teknik etiketli yazılar. Çok matematiksel anlattım, demek istediğim teknik yazılarımı 2013'ten beri İngilizce olarak da yazıyorum. TVTechTR.blogspot.com adresli sayfayı oluştururken iki hedefim vardı.
Bunlardan ilkine henüz sayfayı oluşturduğum yıl ulaştım: Uluslararası bir konferansa davetli konuşmacı olarak katılmak. 2013 yılı Ağustos ayında, Fresh Connections adlı Sayısal Yayıncılık Konferans'ında Turkey: Finally Launching DTT başlıklı (Türkiye: Sonunda Sayısal Karasal Televizyona Başlıyor) bir sunum yaptım. Konferansı düzenleyen şirket otel masrafımı karşılamıştı. Yol parasını da banka puanlarıyla ödemiştim.
İkinci ve daha fazla önemsediğim hedefim ise blog yazarı olmam nedeniyle, 20 yıla yakındır çalışmakta olduğum yayıncılık sektörünün en büyük Avrupa buluşmasına BASIN kontenjanından akredite edilmek. Bu akreditasyon sadece fuar alanına giriş hakkı tanımıyor. Aynı zamanda 2000 € civarındaki katılım bedeli ödeyerek takip edilebilen konferans alanına da sınırsız erişim olanağı sağlıyor. 2014 yılında Paris macerası nedeniyle başvuramadığım etkinlik için bu yıl şansımı denedim. IBC'nin sayfasında kimlerin PRESS / BASIN olarak akredite edileceği yazılmış uzun uzun. Sonuçta yayıncılık fuarı olunca, radyo/tv kanallarından da insanlar basın kontenjanından girmek istiyor sanırım. Bu yüzden ince eleyip sık dokuyor IBC. Blog yazarı da onaylanabilecek başvurular arasında yer alıyor. Lafı daha fazla uzatmayayım, başvurumu gönderdim ve sadece VISITOR olarak akredite edildim. IBC'den gelen yanıtta, eğer istersem bu karara itiraz edebileceğim belirtilmişti.
Epey uzattım, sonuçta itirazım sonucu geldi ve olağandışı bir terslik olmaz ise, kısmetse 10-16 Eylül tarihlerinde PRESS/BASIN kontenjanından Amsterdam'da olacağım. IBC'ye katılacak firmalar, teknoloji çözümleri ile dolu 5 gün geçireceğim.
Merak edenler için söyleyeyim IBC'nin onayı sadece etkinliğe ücretsiz katılım hakkı veriyor. Bir de sanırım 5 günlük tramvay bileti oluyor verecekleri çantanın içerisinde. Uçak bileti, konaklama ve diğer masraflar için birikmiş paralar suyunu çekecek biraz....
not: Fotograf, 2013'te gene kendi paramla katıldığım Digital TV Central & Eastern Europe etkinliği günlerinden, Krakow / Polonya...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.