Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Dr. Mutluhan İzmir ile ilk tanışmam Tıp Bu Değil kitapları ile olmuştu. Psikiyatristlerin hastalıkların çözümü olarak kimyasallara bu kadar bel bağlar hale gelmesini eleştiren bir tavrı vardı Tıp Bu Değil serilerinde. Bir kaç televizyon programına da katıldığını, web sayfasındaki bağlantılardan öğrendim. O programlarda bahsediyordu Antidepresan Tuzağı adlı kitabından. Sonra, bir vesile ile yüzyüze tanışma olanağı da buldum. Hatta geçenlerde haftanın sorusunda Antidepresan Tuzağı'nı hediye ettim. İşin doğrusu vaadettim desem daha doğru, kitabı henüz imzalatmaya fırsat bulamadım. Gene sözü fazla uzattım. Buyurun Antidepresan Tuzağı'na...
Hayy Kitap'tan çıkmış bu önemli çalışma. Önce kitaptan çarpıcı bir alıntı:
"İnsanlık, bu dünyadaki uzun süreli varoluşunun son 50 yılı boyunca, şimdiye dek görülmemiş ölçüde yoğun biçimde ruhsal sorunlar yaşayan ve buna yönelik tedaviler talep eden bir konuma gelmiştir. İnsanların modern yaşama geçmesiyle ortaya çıkan yeni yaşam biçimlerinin getirdiği psikolojik yansımalar modern tıp tarafından yeterince irdelenmeden hemen bir hastalık olarak kabul edilmiş ve bu sorunları çözmeye yönelik bir takım ilaçlar yoğun olarak kullanıma sunulmuştur." ANTİDEPRESAN TUZAĞI / Dr. Mutluhan İzmir, s84
Kitap, bu gerçek üzerine yoğunlaşıyor. Sizce de bir sorun yok mu? Herşeye, eskiye kıyasla daha kolay ulaşabilirken, neden böyleyiz? Kitap, tıbbın mekanikleşmesi üzerinden hareketle, kapitalist düzenle uyum içinde insanlar oluşturulmasının ilaçlarla sağlandığını savlıyor. İnsanların neden mutsuz olduğuna yönelik bir tespit yok. Zaten kitabın yazılış amacı da bu değil. Belki Dr. İzmir'in diğer iki kitabında bu soruya, insanın mutsuzluğunun sebeplerine, açıklama çabası vardır. Kitapları bulabilirsem, ne yazık ki kitapçılarda pek bulunmuyor, yazarım. Kitaptan bir alıntı ile devam edeyim:
"insanlığı, yüz binlerce yıldır içinde biçimlendiği yaşam koşullarından uzaklaştıran yeni yaşam tarzının etkilerini sorgulamak ve ruhsal hastalıkları buna bağlayarak açıklamaya çalışmak uzun, meşakkatli ve tüketime dayalı günümüz toplumunun yapısında sermayenin işine gelmeyecek bir yoldur. Bunun yerine insanları, 'beyninizdeki bir kimyasal sorun nedeniyle yeni yaşam biçimine uyum gösteremiyorsunuz' diye ikna etmek ve 'bu sorunu giderecek ufak bir hapımız var' diyerek onları çözüm sunulduğuna inandırmaya çalışmak daha kolay gibi görünmektedir."
Hayatımın hiç bir döneminde uyarıcı / yatıştırıcı ilaç kullanmayan şanslılardanım. Dr. İzmir'in kitabının başında belirttiği not önemli, sonuçta doktor tarafından reçete edilen ilaçları sorgulamak benim haddim de değil amacım da. Bu anlamda bu yazıdan hareketle tedaviyi falan bırakmasın kimse.
not: Fotograftaki bina, Küçükkuyu / Yeşilyurt'ta Erguvanlı Ev Butik Otelinden bir kare...
www.erguvanliev.com.tr
not: Fotograftaki bina, Küçükkuyu / Yeşilyurt'ta Erguvanlı Ev Butik Otelinden bir kare...
www.erguvanliev.com.tr
Mutluhan hoca bir tanedir. Antidepresanların nasıl boş haplar olduğunu insanı sadece kullanıldığı müddetçe geçici olarak iyi hissettiren uyuşturucular olduğunu göstermişti ve dediği şeyler ispatlandı. Ben de antidepresansız hayatla mücadele etmenin bizzat kendisinin beni iyi hissettirdiği gerçeğini fark edip antidepresansız bir hayata geçiş yaptım .
YanıtlaSilMutluhan Hoca'yı ben de çok severim. Yaşadığımız bugünlerde ruh sağlığımızı korumak gittikçe zorlaşıyor. Depremler, savaşlar, pahalılık.
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkürler.
Selamlar, saygılar