Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Avrupa ve dünya analog FM yayınlarının yerine hangi sayısal teknolojinin geçeceğini tartışıyor, uzunca bir süredir. 1990'lı yıllarda geliştirilen DAB, bir çok ülkede başarısız kurulumlarının ardından DAB+ olarak sahalara geri döndü. DAB+ ile sayısal radyoya geçen ülkelerde de durum pek parlak görünmüyor. Norveç'in 2017'de FM yayınlarını sonlandıracağı açıklaması DAB+ için başarı gibi sunulsa da Avrupa'nın büyüklerinde işler pek iyi gitmiyor. Almanya'da kapsama alanı genişleyen DAB+'ın hanelere girişi beklenenin altında. Fransa ise deyim yerindeyse 'konuya Fransız kalmış'. 2014'te üç kentte sayısal radyo deneme yayınları başlatılacaktı.
DVB-T2, sektör çalışanlarının bildiği gibi, sayısal karasal televizyon yayıncılığı için DVB tarafından geliştirilmiş standart. DVB-T2'nin Lite olarak adlandırılan bir profili var. Bu profilin temelde mobil televizyon için kullanılması düşünülüyordu. 2013 yılında Estonya'nın başkenti Talin'de tanıştığım Kenneth Wenzel adlı meslektaşım bu profilin sayısal radyo iletimi için de kullanılabileceğini ve ortaya çıkan sonucun DAB+'ın taahhüt ettiğinden çok daha başarılı olduğunu ileri sürüyordu. Aradan geçen iki yılda çeşitli etkinliklerde Wenzel'in önerisi konuşuldu. Geçen aylarda Kuala Lumpur'da düzenlenen Asya Pasifik Yayın Birliği'nin konferansında da gündeme gelen çözüme alıcıların piyasada olmadığı eleştirisi yapıldı.
Hem sayısal karasal radyo hem de sayısal karasal televizyon için bugüne kadar bir yatırım yapmamış olan ülkemiz, Wenzel'in önerdiği çözümü tercih ederek tek şebeke ile her iki hizmeti sunabilmek gibi bir avantajı elde edebilir gibi görünüyor. DVB-T2 parametrelerini uygun seçerek bunu başarabiliriz gibi. Elbette konuyu enine boyuna tartışmamız şart. Alıcıların piyasada olmaması ise aşılmayacak bir sorun değil.
Konuyla ilgilenenler için Wenzel'in DVB-T2 Lite ve DAB+'ı karşılaştırdığı bir sunuma buradan ulaşabileceğini belirteyim. Bağlantının açık URL'sini de aşağıya kopyaladım:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.