Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Avrupa ve dünya analog FM yayınlarının yerine hangi sayısal teknolojinin geçeceğini tartışıyor, uzunca bir süredir. 1990'lı yıllarda geliştirilen DAB, bir çok ülkede başarısız kurulumlarının ardından DAB+ olarak sahalara geri döndü. DAB+ ile sayısal radyoya geçen ülkelerde de durum pek parlak görünmüyor. Norveç'in 2017'de FM yayınlarını sonlandıracağı açıklaması DAB+ için başarı gibi sunulsa da Avrupa'nın büyüklerinde işler pek iyi gitmiyor. Almanya'da kapsama alanı genişleyen DAB+'ın hanelere girişi beklenenin altında. Fransa ise deyim yerindeyse 'konuya Fransız kalmış'. 2014'te üç kentte sayısal radyo deneme yayınları başlatılacaktı.
DVB-T2, sektör çalışanlarının bildiği gibi, sayısal karasal televizyon yayıncılığı için DVB tarafından geliştirilmiş standart. DVB-T2'nin Lite olarak adlandırılan bir profili var. Bu profilin temelde mobil televizyon için kullanılması düşünülüyordu. 2013 yılında Estonya'nın başkenti Talin'de tanıştığım Kenneth Wenzel adlı meslektaşım bu profilin sayısal radyo iletimi için de kullanılabileceğini ve ortaya çıkan sonucun DAB+'ın taahhüt ettiğinden çok daha başarılı olduğunu ileri sürüyordu. Aradan geçen iki yılda çeşitli etkinliklerde Wenzel'in önerisi konuşuldu. Geçen aylarda Kuala Lumpur'da düzenlenen Asya Pasifik Yayın Birliği'nin konferansında da gündeme gelen çözüme alıcıların piyasada olmadığı eleştirisi yapıldı.
Hem sayısal karasal radyo hem de sayısal karasal televizyon için bugüne kadar bir yatırım yapmamış olan ülkemiz, Wenzel'in önerdiği çözümü tercih ederek tek şebeke ile her iki hizmeti sunabilmek gibi bir avantajı elde edebilir gibi görünüyor. DVB-T2 parametrelerini uygun seçerek bunu başarabiliriz gibi. Elbette konuyu enine boyuna tartışmamız şart. Alıcıların piyasada olmaması ise aşılmayacak bir sorun değil.
Konuyla ilgilenenler için Wenzel'in DVB-T2 Lite ve DAB+'ı karşılaştırdığı bir sunuma buradan ulaşabileceğini belirteyim. Bağlantının açık URL'sini de aşağıya kopyaladım:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.