Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Yazıların okunma sayılarını yakından takip ediyorum. İster okunsun, ister okunmasın. Zaten kendim için yazıyorum diyenlere inanmayın. Okunmasını önemseme, herkesin okuyabileceği bir platformda paylaşmazdı yazdıklarını. Bakalım bu başlık okunma sayısına katkı sağlayacak mı?
Konumuz tahmin edilebileceği gibi ultra high definition (ultra yüksek tanımlamalı) televizyon. 15 yıldır 63 ekran tüplü televizyonumuzu izlediğimizi ve tamir edilemeyecek derecede arıza yapana kadar da değiştirmeyi planlamadığımızı belirterek başlayayım yazıya. Sektörü takip edenler hatırlayacaktır HD televizyonlar çıktığı zamanlardaki kafa karışıklıklarını. HD Ready, 720p, 1080i, 1080p gibi bir çok HD vardı etrafta. Şimdilerde sadece Full HD (yani 1080p) ekranlar kaldı. Henüz televizyon kanalları HD yayın yapmıyordu ilk HD ekranlar pazarlanırken. Aynı durum 16:9 / 4:3 yayınlar için de yaşandı. Evlerdeki ekranlar 16:9'a dönmüştü oysa yayınlar 4:3 olarak yapılmaya devam ediliyordu.
Hangi UHD?
Aslında HD zamanından hatırlanacak tartışmalar UHD için de geçerli olmalı. Ancak bu kez durum HD zamanından zor. Öncelikle teknoloji daha karmaşık. HD'deki farklılaşmayı yaratan satır sayısı (720 - 1080) ve tarama şekli (interlaced - progressive) anlaşılması ve anlatılması görece daha kolay olan şeylerdi. Satır sayısı dediğimiz televizyonun icadından beri hayatımızda vardı. Aynı şekilde interlaced'de (atlamalı tarama) hep bizimleydi. UHD'de hayatımıza giren/girecek yenilikleri anlayabilmek için ise sektörün içinde yer almak önkoşul gibi. Herkesin kolayca anlayabileceği çözünürlükteki iyileşme (2160p). UHD denildiğinde öne çıkartılan tek yenilik de bu zaten.
Renk skalası
International Telecommunication Union (ITU) tarafından yayınlanan (23.08.2012) BT2020 adlı tavsiye belgesinde UHD ekranların sahip olabileceği özellikler tanımlanmış. Buna göre artık renkleri daha geniş bir skala kullanarak tanımlamak olanaklı. Bu ne anlama geliyor? Daha önce ekranda görmediğiniz tonda bir yeşil/kırmızı/sarı...Temel amaca, yani doğada çıplak gözle gördüğümüzü ekrana taşımaya daha yaklaşmış olacağız.
Renkleri tanımlama için kullanılan bit sayısı
HD yayınlarda renkleri tanımlamak için 8 bit kullanılmaktaydı. UHD için ise 8-10 ve hatta 12 bit kullanılabilecek. Peki hali hazırda piyasada satılan UHD'ler kaç bit? Bu neden önemli derseniz, bugün alacağınız 8 bit çipli ekranlarını ileride 10 bit ile kodlanmış yayınları çözemeyecektir. Bir başka ifadeyle televizyonunuzu "upgrade" etmek zorunda kalacaksınız. Tabii aldığınız televizyon böyle bir olanak size sunarsa.
Yukarıda kısaca değindiğim bu belirsizlikler bir yana bugün 3-4 bin TL'ye alacağınız UHD televizyon ile UHD yayınları izlemek için bir de UHD uydu alıcısı edinmek zorundasınız. Onu da edindiğinizi varsaysak izleyebileceğiniz henüz bir tane UHD yayın bulunuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.