Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Cumhuriyetimiz ile yaşıt Hıfzı Topuz'un yaşamında iz bırakanları anlattığı anı kitabını ilgiyle okudum. Remzi Kitabevi'nden ilk baskısını 2005 yılında yapan eser 500 sayfaya yakın.
Paris ve Afrika anıların geçtiği iki mekan. 1983 yılına kadar UNESCO'da çalışan Topuz, bu süre içerisinde Paris'te yaşayan ve yolu Paris'e düşen bir çok sanatçı ile yakın ilişkiler içerisinde olmuş. Kitabında bu kişilerle ilişkilerini de anlatıyor. Avni Arbaş, Fikret Mualla gibi ressamlardan Bedri Rahmi, Nazım Hikmet gibi şairlere dek uzanan kişiler, kitapta ayrı başlıklar halinde anlatılmış. Hıfzı Topuz'dan iki tarihi roman okumuştum bugüne kadar. İlki Kara Afrika'nın kara yazgısını değiştirmek uğruna verdiği mücadelede öldürülen Lumumba'yı anlatıyordu. Diğeri ise Osmanlı'nın son dönemine eğilmişti. Anıları okuyunca iki kitabın kaynağını anlamış oldum. Topuz'un ailesi, Osmanlı'nın son dönemine tanıklık edenlerden oluşuyor. Bu tanıklıkları dinleyerek büyümüş Topuz. Araştırmalarıyla o dönemin ayrıntılarına ulaşmış. Güçlü kalemi ve akıcı anlatımı da birleşince ortaya bizler için hazine değerinde eserler çıkmış. Lumumba kitabı ise Topuz'un bizzat kendi tanıklıkları ve anlatılanları birleştirerek oluşturduğu bir eser sanırım. Lumumba'nın ailesi ile konuşmuş Afrika'da görev yaparken. Topuz'un anılarını okurken kayıt tutmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm bir kez daha. Yaptıklarını, gördüklerini, düşündüklerini kayda geçirmek ve zamanı geldiğini düşündüğünde bunları akıcı dille eser haline dönüştürmek. Bence Topuz gibi ömür geçirenlerin bize hediyesi böylesi paylaşımlar.
Anı kitaplarını okumayı sevdiğimi daha önce defalarca yazmıştım. Başkalarının hayatlarını ve tanıklıklarını okumak neden bu kadar ilgimi çekiyor tam olarak bilemiyorum. Belki yaşanmışlıklardan ders çıkartmak denilebilir, belki de bugün yaşadıklarımızı daha iyi anlayabilmeye yardımcı olur umudu.
Topuz'un anıları sayesinde bir kaç mekan ve adres not aldım. Yeri ve zamanı gelince o adres ve mekanları bloga konu edeceğim.
Anı kitaplarını okumayı sevdiğimi daha önce defalarca yazmıştım. Başkalarının hayatlarını ve tanıklıklarını okumak neden bu kadar ilgimi çekiyor tam olarak bilemiyorum. Belki yaşanmışlıklardan ders çıkartmak denilebilir, belki de bugün yaşadıklarımızı daha iyi anlayabilmeye yardımcı olur umudu.
Topuz'un anıları sayesinde bir kaç mekan ve adres not aldım. Yeri ve zamanı gelince o adres ve mekanları bloga konu edeceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.