Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Huyum kurusun beğendiğim bir yazar okuyunca, yayınlanmış diğer kitaplarını, varsa yaşam öyküsünü anlattığı başta olmak üzere, okumak istiyorum. Cüneyt Ayral'ın Paris Notları kitabını bitirdikten sonra ilk işim Yolculuk adlı yaşam öyküsünü anlattığı kitabını aramak oldu. Neyseki NadirKitap.com adlı bir site var ve sahafların kimisi bu site üzerinden envanterlerini yayınlıyorlar. Yolculuk'un Elma Yayınevi'nden Haziran 2004'te çıkan ilk baskını NadirKitap.com sayesinde bulup edindim. 383 sayfalık kitap bittiğinde Ayral'ın diğer yazdıklarını okumak için sabırsızlanmaya başlamıştım bile. Sırada Bence Kitap'ın 2012 yılında bastığı Paris Notları II var. Yıl bitmeden, yani yarın, Paris Notları II'e dair notlarımı da blogumda paylaşacağım.
Anı kitapları okumayı çok seviyorum. Anılarını / ailesini / tanıdıklarını roman tadında yazan Ayşe Kulin'den günlüklerini yayınlayan Adalet Ağaoğlu'na İnci Aral'dan Oğuzhan Müftüoğlu'na bir çok kişinin yazdıklarını ilgiyle okudum. Her okuduğum, geçmişe dair farklı bilgiler / gözlemler edinmemi sağladı. Kimi anılarda özel hayata dair paylaşımlara , kimisinde daha farklı konulara (siyasi mücadele / yazarlık serüveni) ağırlık verilmişti. Tercih elbette yazarın.
Ayral'ın hayatı, yazsam roman olur, denilen cinsten. Gazetecilik ile başlayan, farklı ülkelerde farklı işlerle gelişen, İstanbul'da iç giyim konusunda önemli bir marka yaratan ve ardından yurt dışında yaşamak zorunda kalan, benim tabirimle bir kültür adamı. Şimdilerde Paris'te hayatını sürdüren Ayral'ın Paris ile ilgili paylaşımlarını yayınladığı ayral.wordpress.com adresli bir sayfası var.
Kendi hayatımızın en büyük yolculuğuna hazırlandığımız bugünlerde hayatın zorluklarına ve sürprizlerine karşın yılmadan ayakta duran Ayral'ın Yolculuk kitabını herkese öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.