Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Televizyon yayıncılığının görünen tek gelir kalemi reklamlar. Hal böyle olunca yayıncılar, reklam saatini daha yüksek bedelle pazarlayabilmek için ellerinden geleni yapıyor. Reklam saatinin bedelini yükseltmenin yolu, reklamın hedef kitleye ulaşacağına yönelik bir algıyı oluşturmak. Reklam, nasıl hedef kitleye ulaşır? Birincisi ve en bilindik yöntem televizyon yayınının ilgi çekici olması, yani daha çok kişinin izlemesini sağlamak. Bunu gerçekleştirmek için farklı platformlarda bulunmak (uydu / kablo / paralı platformlar ve karasal), kaliteli / premium içerikler üretmek / ürettirmek / satın almak yolları izleniyor.
Hali hazırdaki yayın dağıtım yöntemlerinde yerel / bölgesel reklam yayınlamak teorik olarak olanaklı olsa bile pratikte uygulanmayan bir yöntem. Günümüzde ülkemizde yerel / bölgesel yayın yapan televizyon kanalları bile uydu üzerinden yayınlarını dağıtmayı seçtiği için aslında bölgesel / yerel içerik uydunun kapsadığı tüm coğrafyaya yayılıyor. Hedefe odaklı reklam yapmanın getireceği avantajdan kimse yararlanamıyor. Oysa ulusal yayın yapan bir kanalda, diyelim Ankara'da hizmet üreten bir şirket reklam verebilse, hem reklam veren hem kanalı izleyen için daha anlamlı olacak.
Somut bir örnek vermeye çalışayım. Ankara'da bir kaç şubesi olan bir lokanta zinciri düşünün. Kanal X adlı ülke çapında yayın yapan bir televizyonda reklamını yayınlatmak istiyor. Kanal X'i Adana'da izleyen için bu reklamı görmenin hiç anlamı yok. Çünkü izleyici Adana'da yaşıyor ve Ankara'daki lokanta zinciri onun ilgisini çekmiyor. Kanal X, lokantacıdan yüksek bedel istemek durumunda, çünkü ulusal yayın saatini satmış olacak.
Oysa, Kanal X reklam kuşağını yerel ve bölgesel olarak bölüp pazarlayabilme olanağına kavuşsa Ankara'daki yayınında Ankara'daki lokantanın reklamını yayınlarken, Adana'da Adana'daki mobilyacının reklamını yayınlasa daha mantıklı olmaz mı?
İşte sayısal karasal televizyon ile bu düş gerçek olabilir.
IP geri dönüş kanalı ile desteklenecek bir hibrit platformda, reklamdan satışa doğrudan geçişler sağlanabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.