Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Paris Notları ve Paris Notları - II'yi idefix.com siparişi ile satın almıştım. Adında Paris geçen kitapları listeleyip, ilgimi çekeceğini düşündüklerimi seçtiğim bir alışverişti. Cüneyt Ayral ile tanışmama vesile olan idefix.com'a bir kez daha teşekkürler. Günümüzde, ne yazık ki, kitapçılarda hep aynı isimlerin hep güncel eserleri ile klasiklere yer veriliyor. Ayral'ın kitaplarını okuduktan sonra bir kaç kitapçıya sordum, hiç birisinde kitapları yoktu. Bu yazar, yayınevi, dağıtımcı zincirinin doğurduğu sorunlar Paris Notları - II'de irdeleniyor.
Mart 2012 tarihli ilk baskısını Bence Kitap'tan yapan Paris Notları - II, 289 sayfalık bir deneme kitabı. Kapağında ve iç sayfasında "anlatı" yazılmış. Kitaptaki yazıların büyük bölümü sanathaber.net adlı sayfada yayınlanmış. Nedim Gürsel, İlhan Berk ve Arthur C. Clarke ile ilgili yazıları daha bir ilgiyle okudum. Nedim Gürsel, henüz kitabını okumayıp çok merak ettiğim yazarlar arasında. Şimdi yaşadığı kente taşınma hazırlıkları yaparken, yanımda bir kaç kitabını götürmeyi planlıyorum.
"Durduramadığımız zaman, aslında var mıdır? Yoksa, o bizim yarattığımız düşmanlardan mıdır? Yaşamımızı zorlaştırmak, sınırlamak, kalıplara sokup tatsızlaştırmak için yarattığımız zamandan, kurtulduğumuzda işin tadı çıkmaya başlıyor aslında..." s. 190
Yukarıdaki alıntı, kitabın Zamansız Gezintilerde Zaman başlıklı yazısından.
Ayral'ın notlarından Paris ile ilgili görülecekler, yapılacaklar listesi çıkartabilirsiniz. Eğer amacınız Paris sokaklarını gezmek, sokak hikayelerini duymak ise bir süre daha beklemeniz gerekecek. Paris'e dair notlar, kitaptaki yazıların çoğunluğunu oluşturmuyor. Paris'ten, ülkenin ve dünyanın durumunu gözlemleyen bir kültür insanının yazdıkları çoğunlukta. Bu yazıları okurken, Türkiye'nin bugünkü boğucu gündeminden uzaklaşmak iyi geliyor insana.
Küçük bir not ile bu yazıyı tamamlayayım. Ayral, kitabında Paris'te binaların üzerine tabelalar asıldığından bahsetmiş ve Jön Türklerin Bonaparte Sokağı 25 numarada yerleştiklerini yazmış (s.286). Binada geçmişine dair herhangi bir tabela yer almıyormuş. Geçenlerde okuduğum Dr. İbrahim Temo'nun kitabında yer alan bir belgede ise Osmanlı İttihat ve Terrakki Cemiyeti Paris Şubesi adresi olarak 14, Rue des Ecoles Paris yer almıştı. Bu adresteki binada tabela var mı yakında göreceğim.
Yazıdaki fotograf meşhur kırmızı değirmen kaberesinin 2013 Nisan'ındaki görüntüsü.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.