Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
3 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6112 sayılı kanun sayısal karasal televizyon dönüşümü için bir takvim içeriyordu. Kanunun ilgili maddelerine göre yasanın yürürlüğe girmesinin ardından iki yıl içerisinde multipleks kapasitesi tahsis ihalelerinin bitirilmesi gerekiyordu. 2013 yılının 3 Mart 2013 tarihine geldiğimizde, yapılacak ihalelerin duyurusu bile henüz yayınlanmamıştı. İhalelere ilişkin duyuru 22 Mart 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı.
Yukarıda yazdığım durum, RTÜK Üyesi Sn. Esat Çıplak'ın Hürriyet Gazetesi'nde 14 Ağustos 2013 tarihinde yer alan açıklamalarına göre ihalenin iptalinin gerekçeleri arasında yer almış. Sn. Çıplak'ın açıklamalarında ihalenin iptal edilmesinin üç nedeni de yer alıyor.
Bunlar işin görünen yüzü. Arka planda neler olduğuna dair tahminlerim var elbette. Ancak bunları yazmaya cesaretim yok.
Para büyük, hesap büyük.
Sadece, açıklamalara göre ihalenin iptaline neden olan gerekçelerin tümü ihale ilanı tarihinde ortadaydı demekle yetineyim...
Son söz olarak, Türkiye sayısal karasal televizyon yayıncılığı alanında halen bir lira yatırım yapmamış durumda. Bu kadar gecikmiş olmanın verdiği avantajı iyi kullanmak gerekli. Almanya'daki tartışmalara kulak açıp sonu başından belli yatırımlara hiç girişmemek gerekli.
Meslek odalarına,
sendikalara,
medya kuruluşlarına,
tüketici birliklerine,
üniversitelere açık çağrımı yineleyeyim:
Sayısal karasal televizyon yayıncılığı konusunun tüm yönleriyle tartışıldığı bir çalıştay düzenlensin. Yerli yabancı uzmanlar, ekonomistler, teknik insanlar, tüketici temsilcileri, elektronik eşya üreticileri frekansların en verimli ve yararlı kullanımı konusunu tartışsın. Kazanan ülkemiz olsun.
bu kadarı bile yeterli. diğer iptal vakalarıyla birlikte (1997 ve 2001) incelendiğinde türkiyenin siyasal tarihini yazacaklara da büyük katkı olur bence...
YanıtlaSilbu iptaller hep seçimler öncesine denk gelmiş. tesadüf işte :)
YanıtlaSil