Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir. Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.
Bugüne kadar gördüğüm kentler içerisinde, burada yaşayabilirim dediğim üç yer oldu. İlki Viyana'ydı. İkinci Paris ve üçüncüsü Londra oldu. Her üçünün de başkent olması tesadüf sanırım. Yoksa başkentlerin kasvetli devletli havasını sevmem. Paris, bir çok anıt binasıyla bilinen bir kent. Eyfel kulesi belki bunlar arasında en ünlüsü. Beni en çok etkileyen bina ise bir kilise oldu. Madeleine Kilisesi, Paris'in Roma tapınağına benzer sütunlarıyla değişik görünümlü binası. Yapılma emrini Napolyon vermiş ancak tamamlandığını görememiş.
Magdalı Meryem ile ilgili anlatılan çok şey var. Dan Brown'un en çok bilinen romanı da bu gizemli kadınla ilgilidir. Hz. İsa'nın karısı olduğu ve Kudüs'ten kaçarken hamile olduğu, ardından Fransa'da karaya çıkıp bebeğini dünyaya getirdiği ileri sürülür. Halen, Hz. İsa soyundan gelenlerin yaşadığı, tapınak şövalyelerinin bu sırrı ve aileyi koruduğu gene iddialar arasındadır. Hürriyet gazetesinin bu haberi, bahsettiğim iddialarla ilgili.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.