Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bu yıl katıldığım uluslararası konferanslar öncesinde programı değerlendirdiğim yazılar hazırlamıştım. Bu kez unuttuğumu fark ettim. Geç oldu gerçi ancak gene de etkinlikten bir gün önce yazmış olayım.
Etkinlik Levira şirketince düzenleniyor. Levira'nın %51'i Estonya devletinin, %49'u ise TDF adlı Fransız şirketinin. TDF, Fransa dışında bir çok Avrupa ülkesinde şirketleri olan büyük bir grup. Levira ile ayrıntılı bilgileri web sayfasında bulabilirsiniz.
Konferans iki gün sürecek. Katılım, 15 ağustos öncesi kayıt yaptıranlar için ücretsiz. Bu yıl beşincisi düzenleniyor. İlk gün, Levira'nın hoş geldiniz konuşmasının ardından TV Hackfest'in kurucusu Richard Kastelein'in konuşması ile başlayacak. Kastelein'ın sunumu televizyon endüstrisinin yönüyle ilgili. Salonlarımızın baş köşesini işgal eden bu cihaz daha demokratik bir toplum olmamıza mı hizmet ediyor yoksa aksi mi doğru? Politik bir soru ve sorun. İlk gün daha çok sayısal karasal yayıncılığa ayrılmış. Avrupa'da sayısallaşmanın durumunu genel olarak değerlendiren sunumun ardından sıra ülke raporlarına gelecek. Finlandiya, Türkiye, Rusya, Kazakistan, Ukrayna ve İtalya'nın durumu hakkında sunumlar yapılacak.
Konferansın ilk günü öğleden sonra sunumları DVB-T2 Lite ile Kopenhag'da yapılan mobil tv ve sayısal radyo denemeleri ile ilgili. Bu sunumu HEVC (yüksek verimli video kodlaması) ve OTT-Hibrit TV konulu sunumlar izleyecek. Kahve arasının ardından sayısal yayıncılığın çevreye katkısı / etkisi tartışılacak. Etkinliğin en sıradışı sunumu olacağını düşünüyorum bunun. DVB-S ve S2, T ve T2, C ve C2 var. Peki 3. nesilleri görecek miyiz? Güzel soru, kendi adıma T'nin 3'üncüsünün olamayacağı yönünde. Yarın dinleyip, öğrenmiş olacağım. Ultra HD (4K) ve uydu üzerinden IP bağlantısı ile ilk gün tamamlanacak.
İkinci gün ise daha çok sayısal yayının diğer bileşenleri ile ilgili. Sabah oturumu benim de hassas olduğum bir konuda: çocuk gelişimi ve televizyon ilişkisi. Bu sunumdan ziyade bir panel ile ele alınacak. Ardından Estonya'da matematik eğitimi konulu bir sunum var. Over The Top (OTT) bu konferansın da önemli konularından. İki sunum olacak OTT konusunda. Birincisi OTT dünyasında Pay TV'nin başarısı için uygulanması gereken stratejileri tartışacak. Diğeri ise Netflix ve HBO'nun kuzey ülkelerindeki bir yılının değerlendirmesi şeklinde olacak.
İkinci gün öğle arasından önceki oturumlar ses konusunda. Ses kontrolü ve EBU R128 masaya yatırılacak. Etkinliğin son oturumunda üç sunum yapılacak. Bunlar medyada bulut teknolojisinin kullanımı ve malum tartışma: akıllı televizyonlar set üstü kutusunun yerine geçebilir mi? Geçenlerde duyurusu yapılan ChromeCast ile televizyonun akıllı olmasına bile gerek olmadığını akılda tutup bu sunumları dikkatle izlemek gerekiyor.
Levira ile açılan etkinlik, Levira'nın CEO'su Mart Einpalu'nun sunumu ile tamamlanacak. İki güne sığan bir dolu konu. Bakalım nasıl geçecek?
Konferans iki gün sürecek. Katılım, 15 ağustos öncesi kayıt yaptıranlar için ücretsiz. Bu yıl beşincisi düzenleniyor. İlk gün, Levira'nın hoş geldiniz konuşmasının ardından TV Hackfest'in kurucusu Richard Kastelein'in konuşması ile başlayacak. Kastelein'ın sunumu televizyon endüstrisinin yönüyle ilgili. Salonlarımızın baş köşesini işgal eden bu cihaz daha demokratik bir toplum olmamıza mı hizmet ediyor yoksa aksi mi doğru? Politik bir soru ve sorun. İlk gün daha çok sayısal karasal yayıncılığa ayrılmış. Avrupa'da sayısallaşmanın durumunu genel olarak değerlendiren sunumun ardından sıra ülke raporlarına gelecek. Finlandiya, Türkiye, Rusya, Kazakistan, Ukrayna ve İtalya'nın durumu hakkında sunumlar yapılacak.
Konferansın ilk günü öğleden sonra sunumları DVB-T2 Lite ile Kopenhag'da yapılan mobil tv ve sayısal radyo denemeleri ile ilgili. Bu sunumu HEVC (yüksek verimli video kodlaması) ve OTT-Hibrit TV konulu sunumlar izleyecek. Kahve arasının ardından sayısal yayıncılığın çevreye katkısı / etkisi tartışılacak. Etkinliğin en sıradışı sunumu olacağını düşünüyorum bunun. DVB-S ve S2, T ve T2, C ve C2 var. Peki 3. nesilleri görecek miyiz? Güzel soru, kendi adıma T'nin 3'üncüsünün olamayacağı yönünde. Yarın dinleyip, öğrenmiş olacağım. Ultra HD (4K) ve uydu üzerinden IP bağlantısı ile ilk gün tamamlanacak.
İkinci gün ise daha çok sayısal yayının diğer bileşenleri ile ilgili. Sabah oturumu benim de hassas olduğum bir konuda: çocuk gelişimi ve televizyon ilişkisi. Bu sunumdan ziyade bir panel ile ele alınacak. Ardından Estonya'da matematik eğitimi konulu bir sunum var. Over The Top (OTT) bu konferansın da önemli konularından. İki sunum olacak OTT konusunda. Birincisi OTT dünyasında Pay TV'nin başarısı için uygulanması gereken stratejileri tartışacak. Diğeri ise Netflix ve HBO'nun kuzey ülkelerindeki bir yılının değerlendirmesi şeklinde olacak.
İkinci gün öğle arasından önceki oturumlar ses konusunda. Ses kontrolü ve EBU R128 masaya yatırılacak. Etkinliğin son oturumunda üç sunum yapılacak. Bunlar medyada bulut teknolojisinin kullanımı ve malum tartışma: akıllı televizyonlar set üstü kutusunun yerine geçebilir mi? Geçenlerde duyurusu yapılan ChromeCast ile televizyonun akıllı olmasına bile gerek olmadığını akılda tutup bu sunumları dikkatle izlemek gerekiyor.
Levira ile açılan etkinlik, Levira'nın CEO'su Mart Einpalu'nun sunumu ile tamamlanacak. İki güne sığan bir dolu konu. Bakalım nasıl geçecek?
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.