Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
2004 kasımından bu yana sürdürdüğüm blogumda 200. kitabın notlarını kaydetmenin mutluluğunu yaşıyorum. Sayı 200'e yaklaşınca, acaba hangi kitap 200. olacak diye merak etmiştim. Yeni keşfettiğim, Aksoy pasajındaki bir sahafta bulup satın aldığım Kaftancıoğlu'nun 1975 yılında Remzi Kitabevi tarafından basılan hikaye kitabını. 205 sayfalık kitap 15 öyküden oluşuyor.
Çoğunlukla Ardahan ve köylerinde geçen yoksulluk ve yoksunluk konulu öyküler var. Aradan geçen onca yıla karşın doğunun köylerinde durumun çok değişmediğini bilmek insanı umutsuzlaştırıyor. Kaftancıoğlu, Almanya'ya gitmenin köylerde yarattığı dönüşümü iki öyküsünde işlemiş. Birisinde mezhepsel farkların, diğerinde ahlak anlayışının Almanya'ya gitmek (para olarak da okuyabilirsiniz) nasıl dağıldığını çarpıcı bir dille anlatmış.
İnternette kısa bir araştırmayla kitabın baskısının tükendiğini gördüm. 1980'li yıllarda terörist bir saldırı ile öldürülen bu değerli aydının yapıtlarının yeni baskılarını görmek dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.