Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Adatepe Köyü, Zeus altarıyla ve koruma altındaki evleriyle Küçükkuyu'ya tepeden bakan bir "butik köy". Köyün girişinde, Zeus altarı sapağında Kır Kahvesi adlı bir bahçe var. Çay, ada çayı, kahve, gözleme gibi bu tür bahçelerin değişmezlerinin yanı sıra ekler pastasıyla fark yaratıyor. Sıcak servis edilen ekler, profiterole benziyor daha çok.hYuvaralak kekin arasında beyaz krema ve üzerinde bol çikolata ve fındık.
Adatepe, dediğim gibi bir "butik köy". Bu yörede böyle butik köy haline gelmiş başka köyler de var. İnsanlar büyük kentlerde bunaldıkça eskiden sahip olduklarının güzelliklerini hatırlıyor ve onlara dönüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.