Dalgaların sesini dinlemeyi seviyorum. Huzur veriyor. Kimi arkadaşlarım denize girip, suların içinde oynuyor. Bense denizi seyretmeyi, dalgaları dinlemeyi tercih ediyorum. Havalar soğumaya başladı. Kalabalık azaldı. Çocuk parkında yaramazların cıvıltıları yok artık. Salıncağın gölgesinde pinekleyen bir kaç arkadaş var parkta canlı namına. Sabah, daha güneş doğmadan gelip oltasını sandalyeye sabitleyen adam da olmasa, sahile de gelen yok. Kasabanın bu halini seviyorum. Tüm kasabanın tek sahibi bizmişiz gibi geliyor. Yemek bulduğumuz sürece değmeyin keyfimize. Adam bugün balık tutabilecek mi acaba?
Genel değerlendirme ve OTT özel günü yazılarının ardından, Digital TV CEE ile ilgili kalan 3 yazı. Etkinliğin düzenleyicisi Informa şirketi, katılımcıların sunumlarını paylaşıyor. Günlerle ilgili değerlendirme yazılarını, paylaşılan sunumlar üzerinden yapıyorum. Benim gibi etkinlik öncesi OTT özel gününe katılanlar için Krakow'daki ikinci, sadece Digital TV CEE etkinliğine katılanlar için ise ilk gündü. Gün boyu paneller ve sunumlarla dolu, yoğun program preseco (köpüklü şarap) kokteyli ile bitti.
Geçenlerde Londra'da katıldığım Connected TV Summit etkinliğinde en çok konuşulan konuların başında, akıllı televizyonların set üstü kutusunun yerini alıp alamayacağına dairdi. Madem televizyon akıllı o zaman kutuyu, STB as an app olarak adlandırılan, uygulama yükleyerek ortadan kaldırsak son dönemin moda tartışması. Bu tartışmaya, herkes kendi durduğu noktadan yanıt veriyor. Dune HD gibi kutu üreticileri, haliyle sorunun yanıtını HAYIR olarak veriyor. Dune HD, dünyanın en küçük alıcılarını da geliştiren bir firma. Set üstü kutusunun devam edeceğine yönelik tespitlerini şu gerekçelere dayandırıyorlar:
- Televizyonların işletim sistemlerinde standart yok. Linux TV, Android, Google TV farklı sürümleriyle piyasada. Bu farklılık, operatörlerin her birisi için ayrı uygulama geliştirmesini gerektiriyor.
- Kutu, sadece kutu değildir aslında. Operatör ile müşteri arasındaki köprüdür bir yerde.
- Kim önemli bir etkinlik öncesi televizyonun güncelleme yapmasını ister ki?
- Özellikle yaşlı insanlar, televizyonlarının, uygulamalarının güncellemesi gibi işlemlerle uğraşamazlar.
- Televizyonun yenilenme periyodu 7 yıl, oysa set üstü kutularda bu süre çok daha kısadır.
Bu tartışmada kimin haklı olduğunu zaman gösterecek. Kısa vadede set üstü kutusunun piyasadan silineceğini beklemiyorum. Uzun vadede ise ev içerisinde medya hizmet sunucusu şeklinde merkezi bir cihaz haline dönüşeceğini düşünüyorum. Televizyonlar ise daha çok monitör halini alacak. Akıl, televizyondan merkezi cihaza kayacak.
Init, Litvanya'da hizmet sunan bir şirket. Temelde telekom hizmetleri sunsa bile son yıllardaki gelişmeler ve yakınsamalar ile telefon, televizyon ve interneti birlikte paketleyip double, triple ve quadrable play olarak adlandırılan 2, 3, 4'lü paketler sunmaya başlamış. Init'in sunumunu izlerken ülkemizdeki durumu düşündüm. Evimde internet ve televizyon hizmetini kullandığım TÜRKSAT, neden Voip hizmeti de sunmaz, neden sabit numaramı Türksat'a taşıyamıyorum diye. Bir bildikleri vardır diye konuyu fazla deşmeden günü anlatmaya devam edeyim.
İlk günden aktaracağım üçüncü sunum, hepimizin/hepinizin bildiği Discovery Network'ten. Dünyanın büyük bölümünün ilgiyle takip ettiği programların yapımcısı dev bir şirket Discovery. 2012 yılında prodüksiyon için 1,5 Milyar ABD Doları kaynak ayırmışlar. Temelde dev bir içerik üreticisi. Uluslararası bir şirket, ancak yerel operasyonlara da önem veriyor. Polonya'nın başkenti Varşova merkezli CEEMEA operasyonuna 1996 yılında başlamışlar. Sunumda, Discovery'nin bu bölgede yaptırdığı bir araştırmanın sonuçları paylaşıldı. Tam rakamları vermeyeyim ancak şu kadarını söyleyeyim linear televizyon izlenme sürelerinin artmaya devam edeceğini bekliyorlar. Yeni neslin on demand ve non-linear tv izleme alışkanlıklarına karşın linear'ın önemini koruduğu tespiti yapılmış. Discover On Demand ise gelecek günlerde yeni neslin ihtiyacına yanıt verecek nitelikte bir uygulama. Bununla, farklı cihazlardan farklı mekanlardan Discovery içeriğine erişilebiliyor.
Bugünden aktaracağım son sunum Vectra adlı operatörden. Bu etkinliklere katılmanın en büyük artısı, Vectra gibi firmaların sunumlarını izleyebilmek, sunum sonrası soruları iletebilmek. Vectra, Polonya gibi % 85'i Pay TV abonesi olan bir pazarda mücadele eden operatörlerden birisi. Fazlasıyla doymuş Pay TV pazarında öne çıkmak hiç kolay değil. Kanal sayısı, fiyat, hizmet kalitesi halen tercihte önemli kriterler olsa bile hizmetleri paketlemek, mevcut müşteriyi tutmak açısından en öne çıkan durumunda. Tek servis alanların hizmetten vazgeçme oranıyla, iki, üç hatta dört servis alanların hizmetten vazgeçme oranlarındaki farklılık çok dikkat çekiciydi. Ülkemizde pek üzerinde durulmadığını düşündüğüm bu "paketleme" fazlasıyla önemli görünüyor. Belki yakında piyasaya çıkacak ürünlerde bu konuya daha fazla dikkat edilir.
Elbette koca bir gün boyunca sadece dört sunum yapılmadı. Ufuk açıcı paneller, fuar alanında birebir sohbetler, stand başlarında teknoloji anlatımları daha bir çok şey vardı Digital TV CEE'de. Önümüzdeki yıl Haziran ayında Budapeşte biletlerinizi şimdiden alın. Bu etkinliğin 2014 ayağını kaçırmayın. Size küçük bir tüyo da vermiş olayım. İstanbul'dan Budapeşte'ye gidiş dönüş biletinizi 150 TL gibi bir fiyata alabilirsiniz. Merak etmeyin, bahsettiğim bilet otobüs bileti değil, uçak...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.