Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
2004'ten bu yana süren sadeceozgur.blogspot.com, geçtiğimiz haftasonu aldığım bir karar ile şekil değiştiriyor. Bu kitap etiketiyle bu bloga yazılmış son yazı. Kitap etiketli yazılar, bundan böyle sadeceokumak.blogspot.com adresli yeni blogda olacak. Bu blogdaki diğer yazılar da zaman içerisinde sadeceokumak'a taşınacak. Orada daha ayrıntılı etiketlemelerle aradığınız türe daha kolay erişebileceksiniz. Kitap, ne yazık ki fazla ilgi çekmiyor. Sadeceozgur.com'un en az okunan yazıları kitapla ilgili olanlar. Belki sadece kitap notlarının bulunduğu özel bir blog yapmak, bu makus kaderi değiştirebilir.
Birinci baskısını 2010 yılında Yitik Ülke Yayınları'ndan yaptıktan sonra 2012'de Can Yayınları tarafından yeniden basılan Burası Tekin Değil, Sine Ergün'ün ilk öykü kitabı. Ergün, 85 sayfaya 27 öykü sığdırmış. Yazardan okuduğum ilk öykü kitabı Bazen Hayat'ta aynı tarz öyküler içeriyordu. Bu ilk öykü kitabında da ana tema ölüm. Öyküleri okurken aklıma Portishead'in şarkıları geldi. Çok sevdiğim, dinlerken içimi bunaltan ancak dinlemekten kendimi alıkoyamadığım şarkılar gibi Ergün'ün öyküleri. Lafı uzatmayı sevmiyor belki lafın tamamı aptala söylenir diye düşünüyor, ki bence doğrusunu yapıyor.
Ergün gibi genç kuşak öykücülerimizi okumak, edebiyata olan inancımı pekiştiriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.