Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Akşam saat 10'a yaklaşıyor. Ankara'da bir pastanede oturmuş konuşuyoruz eşimle. Yakınımızda dolu iki masa daha var. Birisinde 8-10 yaşlarında bir çocuk anne ve babasıyla oturmuş. Diğer masada 20'li yaşlarında iki genç. Çocuğun elinde küçük ekranlı, babasında büyük ekranlı bir tablet bilgisayar var. Hiç konuşmadan her ikisi de ekranlarına konsantre olmuşlar. Bir süre sonra anne de akıllı telefonunu çıkartıyor çantasından. Artık üçünün de gözü ekranlarında. Gecenin 10'unda o ekranlarda bakacak ne buluyorlar acaba diye merak ediyoruz. Utanmasak gidip soracağız. O derece merak içindeyiz. Bu arada yirmili yaşlardaki iki gencin de elinde akıllı telefonları kurcalayıp duruyorlar. İletişim çağı bu olsa gerek. Biz, çağ dışı kaldığımıza kanaat getirip hesabı istiyoruz.