Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Kalamarı, halka halka doğranıp panelenmiş meze olarak görenlerdenseniz, şerit halindeki şey nasıl dolar dersiniz. Oysa kalamar, aslında içi doldurulabilir bir deniz canlısıdır. Balıkçılardan alırsanız, içini doldurabileceğiniz şekilde temizletebilirsiniz. Zaten bu tarifi denemek için dolmalık temizletilmiş kalamar şart.
Geçenlerde bir meslektaşımla sohbet ederken bana, DVB-T2'nin Türkiye'deki gelişimini anlatan yazının altında havuç çorbası tarifi olunca sayfanın düzenli okuyucusu olmaz tabii dedi. Kendisine fazlasıyla hak versem bile ne yazık ki yazdıklarımı konularına göre ayrı bloglara taşıma fikrine halen uzak duruyorum. Tek yaptığım televizyon teknolojisi yazılarımı İngilizce olarak ayrı bir bloga taşımak oldu. O blogumu, reklamım için kullanıyorum. Henüz emekleme aşamasında olmasına karşın, sayesinde iki uluslararası konferansa davetli olarak katılma olanağı buldum. Hedefim önümüzdeki sene düzenlenecek etkinliklere konuşmacı olarak davet edilmek. Bakalım, zaman neler gösterecek. Bu, muhtemelen gereksiz paragraftan sonra tarife devam edeyim.
Karidesleri kısa bir süre haşlayıp, hazırladığımız dolma içini (biber dolmasındaki gibi bir içten bahsediyorum) karides ile birlikte kalamarın içine dolduruyoruz. Buharlı fırında (%50 buharlı fırın olmalı) pişiriyoruz. Bu sayede kurumadan pişen kalamar dolmalarını servis etmeden önce dilimliyoruz. Üzerine limon sıkıp afiyetle yiyoruz.
Diyeceksiniz ki neden fotograf yok. Çünkü bu tarifi henüz pişirmedim. Malum, İstanbul TV Forum ve Fuarı için evden uzaktayım. Peki tarif nereden çıktı? Osmanlı saray mutfağı yemekleriyle baş döndüren Asitane Restaurant'tan. 2006 yılında restaurant kısmını ziyaret ettiğim mekanın, bu kez otelinde konakladım.
Kariye Oteli, İstanbul'un kişilikli otellerinden. Kariye Müzesi'nin yanıbaşında eski bir konağın restore edilmesiyle 1990'ların başında hizmete girmiş. Konaklama bedelleri, Beyoğlu'nda, Talimhane'de 4 yıldızlılardan hesaplı. Bugün itibariyle kapı fiyatları şöyleydi: Tek kişi 110, çift kişi 160 TL. Dediğim gibi bunlar kapı fiyatı.
Kariye Oteli, İstanbul'un kişilikli otellerinden. Kariye Müzesi'nin yanıbaşında eski bir konağın restore edilmesiyle 1990'ların başında hizmete girmiş. Konaklama bedelleri, Beyoğlu'nda, Talimhane'de 4 yıldızlılardan hesaplı. Bugün itibariyle kapı fiyatları şöyleydi: Tek kişi 110, çift kişi 160 TL. Dediğim gibi bunlar kapı fiyatı.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.