Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Pencereler açık. Dışarıdan ezan sesleri yankılanıyor. Yatsı vaktini hatırlatıyor. Sahabe mezarlarının yanında, Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd'in kabrinin yakınında, 1100 yıllarında yapılmış bir kilisenin dibinde oturmuş yazıyorum bu notları. Aslında niyetim İstanbul Televizyon Forum ve Fuarı'nın (iTVF) ilk gününe dair izlenimlerimi yazmaktı. Ancak ezan sesleri başka şeyler hatırlatıyor, yazdırıyor bana.
Neler hatırlattı, neden hatırlattı bana kalsın ve izlenimlerimi yazmaya başlayayım.
Hatırladıklarımı
unutmayacağımı
not
ederek.
Neler hatırlattı, neden hatırlattı bana kalsın ve izlenimlerimi yazmaya başlayayım.
Hatırladıklarımı
unutmayacağımı
not
ederek.
Öncelikle RATEM'e ve RTÜK'e çok teşekkürler. Geleneksel hale geleceğini umduğum bu önemli etkinliği ülkemize kazandırdıkları için. iTVF, hem içerik üreticilerinin hem TV teknolojisi şirketlerinin yer aldığı bir platform olmuş. Show TV, TRT, ATV, Semerkant TV, Samanyolu Grubu ve içerik üreten yapımcı şirketler stantlarında önemli görüşmeler yapıyordu bir yanda. Diğer yanda ise Sony, Harris, Seinheisser gibi dünya devleri ürün ve çözümlerini tanıtıyordu.
Salonlar iyi düzenlenmiş, fuayeler geniş.
Yabancı firmalar, deneyimli mühendislerini göndermiş. Soruları sabırla yanıtlıyorlar.
Standlarda duran çalışanlar, nereden geldik bitse de gitsek demiyor. Herkes yardıma ve anlatmaya hazır.
Ellerinde promosyon çantalarıyla dışarı çıktıklarında atacakları tanıtıcı dokümanları doldurmaya çalışan öğrenciler ve son kullanıcılar yok.
Forum bölümünde ise Prof. Dr. Mehmet Kesim hocanın büyük katkısı ile ülkemize gelen DigiTAG, WordDMB gibi teknolojiyi desteklemek için kurulmuş kar amacı gütmeyen organizasyonların üst yöneticileri ile RTÜK, Anten A.Ş. gibi konunun ülkedeki en önemli kurumlarının üst yöneticileri sunumlar yaptı. Ayrıntılı değerlendirmeleri sonraya bırakıp bu gece sadece gözlemleri paylaşacağım.
Sonuçta ilk gün beklediğimden de yararlı geçti. Bence günün en ilginç standı Yandex Trafik'e aitti. Yaklaşık 2 ay önce Türkiye ofisini açan Yandex Trafik, kar amacı gütmeyen bir ajans. Trafik bilgisi üretiyor ve yayıncı kuruluşlara servis ediyor. Yakında adından daha fazla duyacağımız Yandex Trafik'i ilk yazanlardan birisi olayım istedim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.