Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Pencereler açık. Dışarıdan ezan sesleri yankılanıyor. Yatsı vaktini hatırlatıyor. Sahabe mezarlarının yanında, Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd'in kabrinin yakınında, 1100 yıllarında yapılmış bir kilisenin dibinde oturmuş yazıyorum bu notları. Aslında niyetim İstanbul Televizyon Forum ve Fuarı'nın (iTVF) ilk gününe dair izlenimlerimi yazmaktı. Ancak ezan sesleri başka şeyler hatırlatıyor, yazdırıyor bana.
Neler hatırlattı, neden hatırlattı bana kalsın ve izlenimlerimi yazmaya başlayayım.
Hatırladıklarımı
unutmayacağımı
not
ederek.
Neler hatırlattı, neden hatırlattı bana kalsın ve izlenimlerimi yazmaya başlayayım.
Hatırladıklarımı
unutmayacağımı
not
ederek.
Öncelikle RATEM'e ve RTÜK'e çok teşekkürler. Geleneksel hale geleceğini umduğum bu önemli etkinliği ülkemize kazandırdıkları için. iTVF, hem içerik üreticilerinin hem TV teknolojisi şirketlerinin yer aldığı bir platform olmuş. Show TV, TRT, ATV, Semerkant TV, Samanyolu Grubu ve içerik üreten yapımcı şirketler stantlarında önemli görüşmeler yapıyordu bir yanda. Diğer yanda ise Sony, Harris, Seinheisser gibi dünya devleri ürün ve çözümlerini tanıtıyordu.
Salonlar iyi düzenlenmiş, fuayeler geniş.
Yabancı firmalar, deneyimli mühendislerini göndermiş. Soruları sabırla yanıtlıyorlar.
Standlarda duran çalışanlar, nereden geldik bitse de gitsek demiyor. Herkes yardıma ve anlatmaya hazır.
Ellerinde promosyon çantalarıyla dışarı çıktıklarında atacakları tanıtıcı dokümanları doldurmaya çalışan öğrenciler ve son kullanıcılar yok.
Forum bölümünde ise Prof. Dr. Mehmet Kesim hocanın büyük katkısı ile ülkemize gelen DigiTAG, WordDMB gibi teknolojiyi desteklemek için kurulmuş kar amacı gütmeyen organizasyonların üst yöneticileri ile RTÜK, Anten A.Ş. gibi konunun ülkedeki en önemli kurumlarının üst yöneticileri sunumlar yaptı. Ayrıntılı değerlendirmeleri sonraya bırakıp bu gece sadece gözlemleri paylaşacağım.
Sonuçta ilk gün beklediğimden de yararlı geçti. Bence günün en ilginç standı Yandex Trafik'e aitti. Yaklaşık 2 ay önce Türkiye ofisini açan Yandex Trafik, kar amacı gütmeyen bir ajans. Trafik bilgisi üretiyor ve yayıncı kuruluşlara servis ediyor. Yakında adından daha fazla duyacağımız Yandex Trafik'i ilk yazanlardan birisi olayım istedim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.