Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Digital TV Central & Eastern Europe programını değerlendirdiğim yazı dizisinin ikincisinde, öncelikle yeni fark ettiğim ve fark edince de üzüldüğüm bir gerçeği paylaşayım. Informa şirketininin sayısal televizyon teknolojileri konusunda düzenleyegeldiği etkinliklerden IP & TV World Forum serisinin doğu Avrupa - Avrasya ayağı son üç yıldır İstanbul'da yapılıyordu. 2010 ve 2011'de IP & TV World Forum adıyla düzenlenen etkinlik geçen yıl TV Connect olarak gerçekleştirilmişti. Etkinliğin tarihçesine bakarsanız, bu ayağın Prag, Budapeşte gibi orta Avrupa kentlerinde de düzenlendiğini görebilirsiniz. IPTV Derneği'nin büyük çabaları ve katkılarıyla İstanbul'a getirilen bu önemli etkinlik 2013'te ne yazık ki Krakow'da. İşin doğrusu Digital TV Central & Eastern Europe'un davet mektubunu açtığımda bunun TV Connect'in yeni ismi olduğunu fark etmemiştim. Hatta etkinliğe katılma kararı alıp başvurumu Informa'ya gönderdiğimde bile İstanbul'da sonbaharda benzer bir organizasyon olacağını düşünüyor ve acaba gitmeme gerek var mı diye soruyordum kendime.
Etkinliğin, OTT Özel günü etkinliğini saymazsak, ilk günü Pay TV üzerine sunumlarla dolu. Pay TV'nin ülkemizdeki örnekleri olarak Digitürk, DSmart ve Tivibu gibi abonelik gerektiren hizmetleri sayabiliriz. Pay TV'nin zıddı ise FTA (Free To Air) olarak gösterilebilir. Uydu ve karasal ortamlardaki ücretsiz / abonelik gerektirmeyen yayınların tümü FTA olarak adlandırılır. İlk gün programında çok önemli konuşmacılar yer alıyor. Bu isimler arasında Discovery Networks International'ın CEO'su Mark Hollinger, SES ASTRA'nın Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Üst Yöneticisi Martin Ornass-Kubacki da var.
Bence ilk günün en dikkat çeken paneli Responding to the OTT threat başlığını taşıyor. OTT, fırsat mı tehdit mi? Paneldeki tartışmayı merakla takip edeceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.