Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Bu yıl sekizincisi düzenlenecek etkinlik için geri sayım sürüyor. Bugün itibariyle 15 gün kaldı. 25 Haziran'da OTT Özel günü ile başlayacak ve 26 - 27 Haziran tarihlerinde düzenlenecek oturumlarla sürecek. Blog yazarı kontenjanından yararlanarak, katılım ücreti epey bir Avro olan etkinliği, yerinde takip edeceğim, eğer son dakika aksiliği yaşamazsam. Etkinliği, ülkemizde de son bir kaç yıldır etkinlikler düzenleyen Informa organize ediyor. Avrupa'da, televizyon dünyasının önemli şirketlerinin yetkilileri konuşmacı olarak katılacak. Eğer sonradan bir ekleme yapılmazsa, ülkemizden konuşmacı görünmüyor. Oysa hem nüfusunun hem sektörün büyüklüğü açısından, Avrupa'nın önemli oyuncularından birisi Türkiye. Sanırım bu tür etkinlikleri takip konusunda bir alışkanlık eksikliği var. Konuşmacı olarak kimsenin gelmeyeceği etkinliğe dinleyici olarak da ülkemizden çok katılan olacağını zannetmiyorum. Dediğim gibi sanırım bir alışkanlık eksikliği, yoksa benim kişisel olanaklarımla katılabildiğim böylesi önemli bir etkinliğe ülkemizdeki büyük yayıncı kuruluşlar, OTT şirketleri, telekom operatörleri iş geliştirme yöneticilerini, mühendislerini gönderebilirler.
Bence bir sorun olan bu ilgisizliğin değişmesini umarak Digital TV CEE etkinliğinin programına göz atalım. Connected TV Summit öncesi de benzer bir yazı dizisi hazırlamıştım. Bu çalışma, sadece okuyucularımı düşünerek yaptığım bir şey değil. Etkinlik öncesi bana da iyi bir hazırlık oluyor.
İlk gün, yani OTT Özel günü, TV heryerde başlıklı oturumla açılıyor. Gün geçmiyor ki bu sloganı bir yerlerde okuyalım: İstediğim yerde, istediğim cihazda, istediğim zamanda. Teknolojinin (özellikle sıkıştırma algoritmaları) gelişmesi, mobil geniş bant hizmetlerinin (3G/4G/WiFi/WiMax) başlaması / yaygınlaşması / ucuzlaması ile daha yapılabilir hale gelen bu slogan, tüketicilerin beklentilerini ne ölçüde karşılıyor?
Akıllı TV'ler ve tüketici elektroniği üreticilerinin OTT dünyasındaki yeri nedir?
Yayıncılar ve servis sağlayıcıları için OTT hizmeti sunmak olanaklı mı?
OTT, kablo ve IPTV hizmetinin alternatifi mi yoksa tamamlayanı mıdır?
Yukarıda sıraladığım sorular ilk günün çeşitli oturumlarında, uzmanlarınca tartışılacak. Günün sonunda ise, OTT dünyasının bence en can alıcı problemi, masaya yatırılacak: OTT ve içerik hakları.
Yazıyı uzatıp, zor okunur hale getirmeyeyim. Diğer iki günün programını ilerleyen yazılarda ele alacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.