Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Kayahan, çok sevdiğim pop şarkıcılarının başında gelir. Yazının başlığı onun "sarı saçlarından sen suçlusun" adlı şarkısından. Aşk, sanatçıların gıdası ve görülüyor ki evlilik aşkı öldürüyor. Bu konuda daha fazla yazmayıp konuya geleyim. Malumunuz Digital TV CEE etkinliği için Krakow'dayım. Tarih tekkerürden ibaret midir bilmem ama benim yaşadıklarım birbirine çok benziyor. Yaklaşık bir ay kadar önce 30'lu derecelerdeki İstanbul'dan 10'lu derecelerde Londra'ya gitmiştim. Benzer şekilde 35 derecede bıraktığım Ankara'dan 17 derecedeki Krakow'a geldim. Dışarıda durmayacak gibi yağan yağmur ve sonhabar soğuğu var. Neyse ki etkinliğin düzenlendiği Park Inn by Radisson otelinde konaklamayı seçmiştim. Ulaşım ve ıslanma sorunum yok. Etkinlikle ilgili, daha önce de söylediğim gibi, ayrıntılı yazılar paylaşacağım. Ancak bugün değil.
Pre conferance event olarak adlandırılan OTT Special Day'den çıkan sonuç bence net: Content is the KING. Şaka bir yana, mesele elbette içerik. Günün sonunda, ki bu da İngilizce'den tercüme bir "deyim", insanlar içeriği nereden aldığının pek farkında değil. Aslında hiç umurlarında da değil. OTT TV'nin en büyük rakibi ise korsan. Ülkemizde de yaygın olan, içerik sahibi herhangi bir ücret ödemeyen portallar. OTT işini yapan şirketlerin, Avrupa'da da en büyük rakibi onlar. Burada buldukları çözüm, kullanıcıların eğitilerek, yayını kendilerine ait sistemler üzerinden tüketmelerini, hırsızlığa ortak olmamalarını sağlamak. Elbette fazlasıyla naif bir beklenti. Reklam tabanlı OTT hizmetleriyle, yani kullanıcıdan herhangi bir ücret talep etmeyen modellerle bu "naif" beklentiyi gerçekleştirmeyi umuyorlar. Bir yanda Romanya'da Orange'ın 4 € aylık fiyatlarla sunduğu IPTV hizmeti, bir yanda ücretsiz korsan öte yanda ülkemizdeki yaklaşık 20 €'luk aylık fiyatlı uydu tabanlı pay TV hizmeti.
Konu ve gün ile ilgili ayrıntıları ilerleyen günlere bırakmam gerekiyor. Öncelikle sunumların tamamını dinlemem gerekli.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.