Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Kayahan, çok sevdiğim pop şarkıcılarının başında gelir. Yazının başlığı onun "sarı saçlarından sen suçlusun" adlı şarkısından. Aşk, sanatçıların gıdası ve görülüyor ki evlilik aşkı öldürüyor. Bu konuda daha fazla yazmayıp konuya geleyim. Malumunuz Digital TV CEE etkinliği için Krakow'dayım. Tarih tekkerürden ibaret midir bilmem ama benim yaşadıklarım birbirine çok benziyor. Yaklaşık bir ay kadar önce 30'lu derecelerdeki İstanbul'dan 10'lu derecelerde Londra'ya gitmiştim. Benzer şekilde 35 derecede bıraktığım Ankara'dan 17 derecedeki Krakow'a geldim. Dışarıda durmayacak gibi yağan yağmur ve sonhabar soğuğu var. Neyse ki etkinliğin düzenlendiği Park Inn by Radisson otelinde konaklamayı seçmiştim. Ulaşım ve ıslanma sorunum yok. Etkinlikle ilgili, daha önce de söylediğim gibi, ayrıntılı yazılar paylaşacağım. Ancak bugün değil.
Pre conferance event olarak adlandırılan OTT Special Day'den çıkan sonuç bence net: Content is the KING. Şaka bir yana, mesele elbette içerik. Günün sonunda, ki bu da İngilizce'den tercüme bir "deyim", insanlar içeriği nereden aldığının pek farkında değil. Aslında hiç umurlarında da değil. OTT TV'nin en büyük rakibi ise korsan. Ülkemizde de yaygın olan, içerik sahibi herhangi bir ücret ödemeyen portallar. OTT işini yapan şirketlerin, Avrupa'da da en büyük rakibi onlar. Burada buldukları çözüm, kullanıcıların eğitilerek, yayını kendilerine ait sistemler üzerinden tüketmelerini, hırsızlığa ortak olmamalarını sağlamak. Elbette fazlasıyla naif bir beklenti. Reklam tabanlı OTT hizmetleriyle, yani kullanıcıdan herhangi bir ücret talep etmeyen modellerle bu "naif" beklentiyi gerçekleştirmeyi umuyorlar. Bir yanda Romanya'da Orange'ın 4 € aylık fiyatlarla sunduğu IPTV hizmeti, bir yanda ücretsiz korsan öte yanda ülkemizdeki yaklaşık 20 €'luk aylık fiyatlı uydu tabanlı pay TV hizmeti.
Konu ve gün ile ilgili ayrıntıları ilerleyen günlere bırakmam gerekiyor. Öncelikle sunumların tamamını dinlemem gerekli.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.