Rüya gibiydi herşey. Her rüya gibi bitti. Yeniden eski, eskimiş ilişkilere, hayatımıza döndük / dönüyoruz. Nasıl oluyor bilinmez, insan tatildeyken farklı birisi, "gerçek" hayattayken bir başkası. Her ikisinde aynı olabilmek için ne gerekli peki? Gittikçe yasak alanları genişleyen, kimyasallar mı? Yoksa hayata bakışta yapılacak köklü bir değişiklik mi? Peki bu değişiklik, bir çok "şeyi" göze almayı gerektiriyorsa...
Daha tam olarak "dönmeden" tatilden, bir havaalanının salonundan bunları yazıyorsam sanırım kararımı verdim.
Şimdi bu "şeyler"le canımı sıkıp, keyfimi kaçırmayacak kadar çok seviyorum hayatımı ve bu yüzden yazıyı burada virgülleyip, bir başka gün devam etmek üzere sizleri ülkeyi kurtaracak bir kalkınma modeliyle başbaşa bırakıyorum. Söz konusu modelin mimarı, mühendisi Pınar KAFTANCIOĞLU. Çocuk sahibi olanların çoğu onu İpek Hanımın Çiftliği'nin sahibi olarak, yaşı bana yakın olanlar Ümit KAFTANCIOĞLU'nun kızı olarak, Aydın Nazilli civarında yaşayanlar ise onu bölgenin kaderini değiştiren kadın olarak tanıyor. Hem çiftlik, hem Sinekli / Yaylapınar köyündeki ev, hem bu ülkenin kaderini değiştirecek model ile ilgili epey yazacağım sanırım. Aslında yazacak ne kadar çok şey birikti bu bir haftada.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.