İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
2006 ve 2009 sonrası 2012 araştırması sonuçları geçenlerde yayınlandı. İlk değerlendirmelerimi yazdıktan sonra, daha sakin kafayla daha geniş bir değerlendirme yazısı hazırlamak farz oldu. Bu yazı, muhtemelen önümüzdeki günlerde, yeniden düzenlenecek ve zenginleşecek. Blog yazmanın avantajı işte, istediğiniz zaman yeniden düzenle...
Öncelikle bu araştırmaların, türünün tek örneği olduğunu ve böyle 3'er yıllık aralıklara yapılmasının önemini vurgulayayım. Bu sayede ülkemizde TV izleme alışkanlıklarının nasıl değiştiğini gözlemleyebiliyoruz. İsterseniz TV esareti altında geçen süreden başlayalım bu yazıya. Sevindirici sayılar karşımıza çıkıyor. Kırmızı ile gösterilenler, bu arada renk seçimi de doğru olmuş bence, 2006 yılını gösteriyor. Kimilerine göre dünyada en çok TV izleyen ülke olduğumuz, ki aslında bu bilgi hatalıydı o dönemde de, 2006 yılında 5 saat civarındaki esaret süresi, neyse ki önce 4,5 saat civarına ve 2012 verilerine göre 4 saatin altına gelmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.