Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Yandaki fotografla yazının ilişkisini kuramamış olabilirsiniz. Şöyle bir ilgisi var. Televizyon karşısında beyninizi dinlendirmeye bırakacağınıza, kedi gibi bir güneş bulup bedeni dinlendirebilirsiniz. Kendisi Viyana'da yaşayan bir kedicik. Halen hayatta mı bilemiyorum. Fotografı çekeli epey zaman oldu... Gelelim başlığa ve yazıya...
En son 2009 yılında yayınlanan RTÜK TV izleme eğilimleri araştırması / anketinin 3. iki gün önce açıklandı. Araştırmanın tam metnine buradan erişebilirsiniz. 17 Nisan 2013 tarihinde EMO Konferans Salonu'nda gerçekleşen ve benim de konuşmacısı olduğum panelde de dile getirdiğimiz TV yayınlarına erişim konusundaki bilgi eksikliği bu araştırma ile giderilmiş. Araştırmadaki bilgilere göre TV yayınını uydu üzerinden izleyenlerin oranı %72, analog karasal (normal anten) ise %17.
En son 2009 yılında yayınlanan RTÜK TV izleme eğilimleri araştırması / anketinin 3. iki gün önce açıklandı. Araştırmanın tam metnine buradan erişebilirsiniz. 17 Nisan 2013 tarihinde EMO Konferans Salonu'nda gerçekleşen ve benim de konuşmacısı olduğum panelde de dile getirdiğimiz TV yayınlarına erişim konusundaki bilgi eksikliği bu araştırma ile giderilmiş. Araştırmadaki bilgilere göre TV yayınını uydu üzerinden izleyenlerin oranı %72, analog karasal (normal anten) ise %17.
Kimi meslektaşlarım bana kızsalar bile gene işi paraya bağlayacağım. Çünkü bu rakamlarda bir sorun var. %17'ye düşmüş bir izlenme oranına 10 yıl için 50 milyon TL neden verilir sorusu kafamı kurcalamaya devam ediyor. %72'ye erişmek için istenen bedel ise, gene 10 yıllık, 210 bin TL. Arada devasa fark var. Meselenin, sanırım benim göremediğim boyutları var. TV piyasasını küçük oyunculara kapatmak bir neden olabilir belki. Ya da karasal sayısal lisans sahibi olmanın getirdiği prestij, ya da ...
Anket / araştırmada çok çarpıcı başka sonuçlar da var. Hep söylenen, belgesel izliyorum / belgesel istiyorum'un bir şehir efsanesi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış anket ile. Anketten alıntılarla onları aktarmaya çalışayım:
- “Televizyonda bir kanalı takip etmek zorunda kalsaydınız, bunun hangi kanal olmasını isterdiniz?” sorusuna alınan cevaplara göre % 17.2 ile TRT kanalları, %17.1 ile Kanal D, % 15.4 ile ATV tercih edilmektedir. 2009 yılında yapılan araştırmada “Televizyonda bir kanalı takip etmek zorunda kalsaydınız, bunun hangi kanal olmasını isterdiniz?” sorusuna alınan cevaplara göre sonuçlar söyle gerçekleşmiştir: % 26.3 ile Kanal D, % 17.3 ile Show TV, % 10.3 ile TRT kanalları.
- Tercih edilen televizyon kanalı incelemesinin cinsiyet açısından sonuçlarına göre, TRT’yi tercih edenler arasında cinsiyete göre kadınların oranı % 36.5, erkeklerin oranı ise % 63.5’dir. Kanal D’yi tercih edenlerin cinsiyete göre dağılımlarında kadınların oranı % 62.6, erkeklerin oranı ise % 37.4’dür. ATV’yi tercih edenlerin cinsiyete göre kadın erkek oranı esit (% 50) dağılımdadır.
- Medenî duruma göre tercih edilen televizyon kanalı incelemesinde Kanal 7, Samanyolu TV ve TRT kanallarını izleyenler arasında büyük çoğunluğu evlilerin, CNBC-E, NTV ve Show TV’yi izleyenler arasında ise büyük çoğunluğu bekarların oluşturduğu belirlenmiştir.
- Televizyonlarda öncelikli olarak yayınlanması istenen program türleri sıralamasının % 86.3 ile “yerli diziler”, % 85.1 ile “haber ve habere dayalı programlar”, % 74.8 ile “Türk filmleri” seklinde olduğu ve bu sıralamanın en çok izlenen program türleri ile uyumlu olduğu görülmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.