Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Sadece ODTÜ öğrenci ve çalışanlarının bir de göl kartı sahiplerinin girebildiği düşünülür Eymir gölüne. Oysa, eskiden olduğu gibi bugün de arabasız girdiğiniz sürece, kimse kimlik sormaz kapısında. Birisi TRT'nin Oran yerleşkesinin yanından inen yolun sonunda, diğeri Gölbaşı'ndaki TEİAŞ tesislerini geçince olmak üzere iki kapısı bulunur bu küçük göl ve çevresinin. ODTÜ arazisidir ve içerisinde piknik yapmak yasaktır. Son düzenlemeler sonrası üniversite arazisi olduğu için içeride alkol satışı yasaklanmıştır.
Yakın zamanda üniversite yönetiminin aldığı bir karar ile Eymir gölü çevresine haftasonları araç girişi tamamen yasaklandı. Her iki kapının yakınında, ODTÜ'de görev yapan güvenliklerin kontrol ettiği park alanları oluşturuldu. Ücretsiz olan bu alanlara aracınızı bırakıp yürüyerek göl çevresine girebiliyorsunuz. İçeride her 10 - 15 dakikada bir hareket eden ring servisleri bekliyor. Lokantaların olduğu yerlerde durakları var. Dönüş için de aynı araçları kullanabilirsiniz.
Hem ben hem eşim iki tekerlekli bisiklet kullanamayan az sayıda olduğunu düşündüğüm yetişkinlerdeniz. Hal böyle olunca bisiklet sürmenin keyfini hiç tatmamıştık. Ta ki geçen ay bir pazar günü Eymir gölüne gidip, dışarıda kiralık üç tekerlekli ve önünde sepeti olan bisikletleri görene kadar. TRT'nin yanındaki sokaktan ilerleyip Eymir kıyısına indiğinizde sağa dönerseniz gölün kapısına sola dönerseniz park alanına ulaşırsınız. Sola dönüp aracınızı park edin. Zaten bisikletleri ve kalabalığı göreceksiniz. İster iki tekerlekli, ister üç, ister dağ, ister yarış çeşit çeşit bisiklet kiralamanız için hazır bekliyor. Kira bedelleri bisiklete göre değişiyor. Sanırım en pahalı olanı önünde iki çocuğun rahat oturabildiği bir sepeti olan model. Bunun saatlik kirası 50 TL. Normal sepetli üç tekerleklinin saatlik kirası ise 20 TL.
Geçenlerde gittiğimiz Paris'te caddelerin sadece otomobillere ait olmadığını, bisikletler için ayrı yollar yapıldığını görünce bir kez daha üzüldüm. Ankara'da Perşembe Akşamı Bisikletlileri gibi oluşumlar varsa bile, ne yazık ki, Büyükşehir Belediyesi'nin ve ilçe belediyelerinin bisiklet öncelikli trafik uygulaması projeleri yok. Umarım günün birinde daha yaşanılır, daha keyifle yaşanılır bir başkentimiz olur.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.