Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Blog sayfamda etiketleri kullanırken cimri davranıyorum. Yazar adları dışında, 10-15 yazı yazmayacağım konular için ayrı etiket kullanmıyorum ve bildiniz, Paris ile ilgili kafamda epey yazı var. Bunlara başlamadan önce bir kaç fotograf ve kısa kısa Paris gezisi:
- evet ikizlerimizle birlikte gittik. kendileri haziran 2009 doğumlu.
- hayır zor olmadı. kendi ifadeleriyle "artık bebek değiliz, abla olduk"
- Studios Paris adlı şirketin Vue Imprenable (muhteşem manzara) adlı evinde konakladık. Rezervasyonu booking.com üzerinden yapmıştık.
- Montmarte'de yer alan "evimiz" Paris standartlarına göre büyükçeydi (70m2). İki oda (birisine salon derseniz 1 + 1) mutfak, banyo tuvalet ve bolca gömme dolaplı, 5 katta sevimli bir ev.
- Evden Concorde meydanına, Louvre müzesine, Zafer Takı'na yürüyerek gidilebiliyordu.
- çocukla gideceklere evde konaklamalarını hararetle öneririm. ev düzeninin devam ediyor olması gezinin huzuru için önemli.
- Paris Disneyland, bu yaş grubu için erken. Sanırım 6 sonrası, hatta 8 yaş gibi daha keyifli olur.
- Müze gezmeyi düşünüyorsanız Museum Pass gibi bir ismi olan karttan edinmek şart gibi. Müzelerin önündeki uzun kuyruklardan kurtuluyorsunuz.
- Hep derler, insanlar ingilizce biliyor ama konuşmuyor diye. benim gözlemim insanların çoğunun ingilizce bilmediği şeklinde oldu. hatalı olabilirim. sonuçta yazdıklarım 1 haftalık gözlemlere dayanıyor.
- kimi kafelerde garsonların bir dövmediği kalıyor.
- "hem yiyip içiyorlar, hem incecikler" demeyin. günün her saati her yerde koşan insanlar oluyor. bisiklet, en kolay ve ucuz ulaşım aracı. doğrusu, hem yiyor ve içiyor, hem de spor yapıyor olmalı.
- şaraplar ucuz, lezzetli ve çeşitli.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.