Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Mayıs ayı içerisinde Pınar Kaftancıoğlu'nun Aydın'ın Nazilli ilçesinin Ocaklı köyündeki çiftliğine yaptığımız ziyaret ile ilgili yazdığım yazı beklemediğim kadar çok okundu. Haftalık sipariş listesine eklenen küçük bir bağlantı sayesinde oldu bu trafik elbette. Madem bu kadar okundu, demek ki çiftlik merak ediliyor düşüncesiyle çiftlikte çektiğim fotograflardan bir kaçını daha sayfama ekleyeyim istedim. Kedilerin, köpeklerin, ördek ve tavukların ve daha bir çok canlının huzur içinde bir arada yaşadığı avlusunda Ali ve Maşude'nin oynadığı, fırından mis gibi ekmek kokularının geldiği İpek Hanım Çiftliği...
İnekler, çiftliğe yakın bir yerdeler. Çocuklara sütün nereden geldiğini, ineğin yavrusunun kim olduğunu resimler dışında da gösterebildik sonunda. Bu arada ben de bir sürü şey öğrendim.
Çeşit çeşit meyva ağaçları çitfliğin bahçesinde. Biz oradayken gelip geçen eksik olmadı. Tatile giderken yol üzeri yapanlar, sipariş verdikleri yeri görmek için uğrayanlar.
Salıncak hem çalışanların çocuklarının hem bizimkilerin çok hoşuna gitti.
Bunlar yumurta tavuğu değil. Çiftlikte dolaşan çeşitli boy ve tipte tavuklar.
fotograftaki dana henüz 20 günlük. Biberonundan su / süt içiyor. Biberonu elbette kendi boyutlarında...
Çiftlik, 10 dönüm arazi üzerine kurulu. Fotografta görülen ana binanın dışında fırın, gözlemelerin yapıldığı bina, paketleme tesisi, mutfak, ofisler gibi binalar da bu 10 dönüm içinde. İnekler ve danalar çiftliğe yakın ayrı bir yerde. Tarlalar, Ocaklı ve Yaylapınar köylerine yayılmış durumda. Çiftliğe giderseniz tavukların olduğu yere de mutlaka gidin. Tavuklarla ilgilenen, deniz derya birikime sahip abinin sohbetini dinleyin.
bu sevimli köpek ailesi (anne ile dört yavru), çiftliğin yakınlarında bir yerde terk edilmiş olarak bulunmuş. Anne, yavrularını korumak için kafese kimseyi yaklaştırmıyor. Bakmayın şimdi kafeslerinde dinlenmeye çekildiklerine, genelde ortalarda dolaşıyorlar.
aslında çiftliğin paketleme bölümünün, gözlemelerin yapıldığı bölümün de fotograflarını çekmeyi düşündüm. Ancak oralarda çalışan insanlardan tek tek izin istemek zor geldi. Sayfama koyduğum fotograflarda insan görüntüsü olmamasına özen gösteriyorum.
çok tatlı fotoğraflar çekmişsin .güzel bakmış ,güzel görmüşsün Özgür :) çok teşekkür ederim . her zaman beklerim .
YanıtlaSilasıl teşekkür bizden ve çocuklardan. sütten yoğurt yaptık. üzerindeki kaymağın keşke fotografını çekseydim. sapsarı bir yağ tabakası. kaldırımdaki küçük top şeklindeki asfalt parçalarını, şehirde büyüyen kaç çocuk keçi b.kuna benzetir?
YanıtlaSil