Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı hayatımda hep çağrışımlar yapmıştır. Belki de çocukken, duvarlara vuran ağaç gölgelerinin hareketini izlerken hissettiğim o ilk hayranlıktan geliyor bu bağlantı. Sanki ışık ve karanlık bir oyun içinde, birbirlerini tanımalı ve anlama çabalarında buluşuyordu. Her gölge, farklı bir hikâye anlatır gibiydi; bazen bir huzur hissi, bazen de derin bir merak uyandırırdı. Bir düzlemde sessizce var olan bu gölgeler aslında görmediğimiz gerçeklerin yansıması mı? Belki de gölgelerin bu kadar etkileyici olmasının sebebi, tam olarak biçimlendirilmiş olmamaları; bize alan bırakmalarıdır. Tıpkı hayatın kendisi gibi: Belirsizliklerle dolu ama bir o kadar da anlamı bırakılmış. Bir de fotoğraf çekmeyi sevdiğim zamanları hatırlıyorum. En iyi kareleri hep gölgele...
Birkaç yıl önce, yayınlanmış tüm eserlerini okuduğum yazarların arasında saymak istediğime karar vermiştim İnci Aral'ı. Kararı almak, uygulamaktan kolaydı. Aradan geçen yıllarda, Aral eserlerine yenilerini de ekledikçe işim zorlaştı. Neyse, sona yaklaşıyorum. En azından şimdilik.
Benim gibi Aral tutkunları için bulunmaz kaynaklardan birisi Anlar, İzler, Tutkular adlı deneme kitabı. Epsilon yayınlarından Eylül 2003'te basılmış, adını oluşturan üç bölüm, Aral'ın yazma serüvenini, günümüz öykücüleriyle ilgili yorumlarını ve tutkularla ilgili tespitlerini içeriyor.
İşin doğrusu, Aral'ın romanları arasında beni en fazla etkileyeni Yeni Yalan Zamanlar adıyla yayınlanan ve ardından bu ismi üçlemeye verip kendisi Yeşil olarak adlandırılan romanıdır. Son okuduğum denemelerinde şu satırları görmek mutlu etti, beni:
Yaşadığımız günlerin, genç bireylerdeki yansımalarını, onların kendilerini ifade etmekte zorlandıkları dilde meydana getirdiği aşınmayı ve romanıma anlamsal olarak aktarmaya büyük özen gösterdim. Ama bu kavrayışın romanımı karmaşık hale getirdiği kanısında değilim. Kuşkusuz okurun da katılımını gerektirmesi ve yüzeyden okunacak bir roman olmayışı Yeni Yalan Zamanlar'ı, kendi yazarlık çizgimde son derece bilinçli bir biçimde daha yüksek bir yere koyma kaygımdandır. s35
119. sayfada yer alan Her Aşk Biter başlıklı deneme, ne kadar can yakıcı olsa da, yerinde tespitlerle dolu. Bana kalırsa da doğası gereği biter aşk. İnsanın ölümlülüğü gibidir, öyle kaçınılmaz ve gene de öleceğimizi bilmemize karşın yaşamaktan vazgeçmediğimiz gibi, biteceğini bilsek de aşık olmaktan vazgeçemeyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.