Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
- Kablo ve uydu ortamlarında 10 yıllık lisans bedelleri 210.000 TL iken karasal sayısalda (ulusal HD genel için) asgari 48.800.000 TL bedel oluşmuş olması karasal frekansların ne kadar kıymetli olduğunun kanıtıdır. Karasal analog kullanarak yayın alan hanelerin toplam içindeki oranının, en iyimser tahminle, %20 civarında olduğunu düşününce; ihalenin, karasalın payının %50'lerde olduğu tarihlerde yapılsaydı lisans bedeli nerelere gelirdi sorusu önemlidir.
- Kimse karasal izleyen mi kaldı, sayısalını hiç kurmasak diyemez artık. En azından lisans için bu paraları ödemeyi kabul eden, ülkemizin büyük yayıncı grupları (Samanyolu, Ciner, Doğan, Doğuş, Çalık, Çukurova ve İpek) sizin gibi düşünmüyor. 401 milyon TL hiç az para değil.
- Aslında bakarsanız, iş asıl bundan sonra başlayacak. 6112 sayılı kanuna göre ulusal karasal sayısal lisans sahipleri, en fazla %10 ortak olabilecekleri bir şirket kuracaklar, RTÜK, kurulacak bu şirketlerden (birden fazla kurulmuş olabilir elbette) bir tanesini seçip anten işlerini yürütecektir diye belirleyecek.
- Belirlenen şirket, adına anten a.ş. diyelim bundan sonra, ülke genelinde DVB-T2 kuleleri kuracak, vericiler tesis edecek, ciddi yatırımlar yapacak ve tüm sistemi 10 yıl boyunca, RTÜK'ün sıkı denetimi altında işletecek.
- Gene 6112'ye göre ülkedeki tüm özel yayıncılar hizmeti anten a.ş.'den alacaklar.
- Kurulacak ikinci bir şirket daha var. Onun adına da mültipleks a.ş. diyelim. Multipleks a.ş.'nin görevi ise karasal sayısal lisans sahibi yayıncılardan aldığı yayınları anten a.ş.'ye iletmek. Bu multipleks a.ş.'nin kurulmasına yönelik anten a.ş.'dekinde olduğu kadar sıkı kurallar tanımlanmamış.
- Karasal sayısal lisans sahipleri bundan sonra anten a.ş. ve mültipleks a.ş.'ye hizmet bedeli ve RTÜK'e frekans kullanım bedeli ödeyecek. Yani iş lisans almakla bitmiyor. Yeni başlıyor diyebiliriz.
- Ev elektroniği üreticileri DVB-T2 alıcı kutular üretecek. Ülkemizde 20 milyon hane olduğu varsayılıyor. Bunların kullanımı için, bana kalırsa en az 10 milyon, kutu üretilmesi gerekecek. Bu kutuların bir bölümünün IPTV/DVB-T2 hibrit kutular olacağını düşünüyorum. Aslında DVB-T2 alıcı özellikleri, tüm alıcı kutularının HBB'nin (Hybrid Broadband Broadcast) bir sürümüne (şu an hatırlamıyorum, ilgili belgeye bakınca buradaki bilgiyi güncelleyeceğim) uyumlu olması koşulunu getirmiş.
- Dün yapılan ihale sonrası gözler bugün ve yarın düzenlenecek ulusal düzeydeki HD tematik, SD genel ve SD tematik ihalelerine çevrildi. Yarışacak olanlar içerisinde El Cezire gibi yabancıların yanı sıra ülkemizde medya sektörünün devleri var. Doğuş grubu NTV, Doğan grubu ise CNN Türk için SD Genel türde başvuru yapmış mesela.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.