Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Baştan söyleyeyim. Almanya'da yaşamıyorum. Bu yüzden yazdıklarım, okuduklarım ve araştırmalarımdan edindiklerimle sınırlı. Eğer yazdıklarımda hatalar olduğunu biliyor / düşünüyorsanız, lütfen yazın. Amacım, 10 yıldır değişmedi: özgün, Türkçe ve doğru bilgiler üretmek.
Blogu takip ediyorsanız sizin de iyi bildiği gibi ülkemizde de sayısal karasal televizyon yayıncılığı başlayacak. Kasım 2015'ten sonra ise analog karasal yayınlar kapatılacak. Analog Switch Off olarak adlandırılan bu süreci bizden önce yaşamış ülkelerden birisi olan Almanya'nın deneyimleri önemli. Bizim gibi büyük ve gene bizim gibi dağlık bölgeleri olan bir ülke olması, Almanya örneğini daha da önemli kılıyor. Yandaki grafik Almanya'da DVB-T yayınlarının kapsama alanını gösteriyor. Sürekli olarak renklendirilmiş bölgede hem özel hem kamunun DVB-T yayınları var. Kesikli olarak renklendirilmiş bölgede ise sadece kamunun DVB-T yayınları izlenebiliyor. Grafikteki bilgilerin tarihi Mayıs 2012.
Almanya'da sürecin başlangıcı 2002 yılına kadar gidiyor. (Almanya'daki Anten A.Ş. olarak nitelendirebileceğimiz Media Broadcast'in sayfasındaki bilgiye göre ilk DVB-T vericisi 2003 yılında yayına başlıyor. Bir başka metinde ise Berlin'de yayınların 2002 yılında başladığı yazılı. Bir de Anten A.Ş. Media Broadcast benzetmesi pek yerinde bir benzetme değil aslında. Bu konunun ayrıntıları başka yazıların konusu...) 2008 yılında tüm ülke DVB-T ile kapsanmış. Kamuoyunu bilgilendirmek için Überall Fernsehen adlı bir sayfa açılmış. Yanda görmekte olduğunuz grafiğinde yer aldığı sayfada sıkça sorulan sorular (SSS), kapsama alanına ilişkin ayrıntılar, şikayet/yardım başvuru numaraları, bölgesel hizmet sağlayıcıların bağlantıları gibi bilgiler yer alıyor. Sayfadaki SSS bölümünde Sayısal kablo ve uydu olanaklarının yanında sayısal karasal neden gerekli sorusuna verilen yanıtta, hareketli alışa vurgu yapılmış.
Uydu ve kablo (hem klasik kablo hem IP) ile kıyaslandığında karasal yayının en önemli avantajı her yerde olması. Çanak antene ya da kabloya mahkum değilsiniz. Hareketli ortamlarda, evin değişik odalarında izleyebilirsiniz. Tabii parametreler uygun seçildiyse. DVB-T şebekesini 2009 yılında tamamlayan Almanya, DVB-T2 şebekesi konusunda ise kararsız. Daha önceki bir yazımda, konuyla ilgili bir makaleden bahsetmiştim. T2 şebekesinin HD yayınlar için düşünülebileceği belirtiliyor burada da.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.