Bu yazıyı hazırladığım 2 Nisan 2025 günü itibariyle Trabzonspor A takımı, Süper Lig'de 27 maçta 9'ar galibiyet - mağlubiyet ve beraberlik ile 36 puan toplayarak 10. sırada yer alıyor. Trabzonspor U 19 takımı ise U 19 Elit A Ligi'nde 26 maçta 18 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyet ile 59 puan toplayarak, lider Galatasaray'ın iki puan gerisinde ikinci sırada. Bu arada Trabzonspor U 19 takımının üç maç eksiği olduğunu ekleyeyim. Bu eksik üç maçını da kazanırsa 7 puan farkla lider olması mümkün. UEFA Gençlik Ligi'nde yarı finale çıkan ve bu yolda İtalya'dan Juventus, Atalanta ve Inter'i eleyen takımımız, kupaya doğru emin adımlarla ilerliyor. Trabzonspor Fatih Sultan Tekke yönetiminde U 19'daki gençleri A takıma dahil etme stratejisini uygularsa uzun süreli başarının gelmesi işten bile değil. Gençleri bir kez daha kutluyorum. Kupayı ülkemize getireceklerine yürekten inanıyorum.

Starbucks'ı, bir kaç gün için gittiğimiz Tayvan'ın başkenti Taipei'de görmüştüm ilk olarak. O tarihte henüz Türkiye'de Starbucks yoktu. Yazının başlığı da kimseye bir şey ifade etmiyordu. Wikipedia bilgilerine göre 2003 yılında ülkemizde ilk dükkanını açan şirketin bugün 130'dan fazla şubesi var. Dünyada ise buradaki bilgiye göre 17000'den fazla dükkanı varmış. Bir zamanlar kimseye bir şey ifade etmeyen başlık ise bugün benim "Starbucksca" diye adlandırdığım bir dilin pek sık duyulmayan sözlerinden, tercümesi şöyle: çocuk boyu bardakta günün kahvesinden istiyorum. içerisine yağsız süt konulsun. Peki neden pek sık duyulmayan diyorum. Çünkü, kahve ile geç tanışan ülkem insanları, bu açığı kapatmak için olsa gerek, normal bardak boyu olan "short"u pek kullanmıyor. Küçük boy olarak adlandırılan, ki bence kahve için hiç de küçük sayılmayacak boyutuyla, "tall" sonra "grande" ve bence adının öksüz doyuran olması gereken 650 ml'lik "venti" sıklıkla duyulabiliyor. Ne diyeyim, iyi ki Starbucks gelmiş de ülke insanının kahveye açlığı giderilmiş.
Sabah sabah bu yazı da nereden çıktı diyorsanız, iki haftadır beni yaşadığım dünyadan alıp götüren Tutunamayanlar'ı bitirdim. Oğuz Atay'ın bu başyapıtını okumak için çok bekledim. Kafka (Dava, Şato, Dönüşüm), Dostoyevski (Öteki, Yer Altından Notlar) ve Gonçarov (Oblomov) başta olmak üzere epey okumuş olmak gerekiyor Tutunamayanlar'a başlamadan önce.
Yazıdaki fotografı Bebek Starbucks'ta çekmiştim 5 yıl kadar önce.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.