Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Yazının başlığına bakıp Digital Video Broadcasting (DVB) World 2013'e katıldığım zannedilebilir. Ne yazık ki bu yıl da, daha önceki yıllarda olduğu gibi, böyle bir şansın olmadı. Kısmet ilerideki yıllara diyeyim ve başlığın sırrını açıklayayım. Bu yıl 11-13 Mart tarihlerinde Madrid'te gerçekleştirilen DVB World 2013 etkinliği sırasında ve ardından yayında olan bir blog sayfasından bahsedeceğim. Hemen adresini vereyim: http://dvbworld.wordpress.com
Benim gibi Madrid'e gidip burada duyurulan programı yerinde takip etme olanağı bulamayanlardansanız işte size fırsat. Yukarıda adresini verdiğim blog sayfası, etkinlikte konuşulanları özetliyor. HD Ready, Full HD derken Ultra HD ya da bir başka ifadesiyle 4K hatta 8K olarak adlandırılan çok çok yüksek çözünürlükten gözlüksüz üç boyutlu yayınlara ikinci ekran uygulamalarından H.265 kodlamaya sektörün nelerle ilgilendiğini takip etmek için DVB World 2013 blogunu okumanızı öneririm.
İlerleyen günlerde fırsat buldukça blogda okuduklarımdan Türkçe derlemeler yapmaya ve blogumda yayınlamaya çalışacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.