Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Uydu, karasal ve kablo olmak üzere üç farklı yöntem (IPTV'yi kablo olarak değerlendirirsek) kullanılabilir televizyon yayınını izlemek için. Bu üç farklı yöntemden uydu uzun süredir sayısal kodlanmış olarak sunulmaktaydı. Kablo yayını hem analog hem de sayısal olarak sunulmaya devam ediyor. Karasal yayın ise 1990'ların sonlarından başlayarak sayısallaşıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin büyük bölümünde karasal televizyon yayınlarının sayısallaştırılması tamamlanmış durumda. Birkaç üye ülkede süreç devam ediyor. Sayısal karasal dönüşüme ilişkin son verileri buradan kontrol edebilirsiniz.
Bu, belki de gereksiz, girişten sonra gelelim yazının konusuna. AB üyesi ülkelerde halka sunulan dört yöntem hangi oranlarda tercih ediliyor. Bu sorunun yanıtını burada yayınlanan bir istatistikte buldum. Bilgiler, Avrupa Komisyonu'nun E-Communications Household Survey başlıklı çalışmasından. Çalışmanın yayın tarihi Haziran 2012. Oldukça güncel sayılabilir.
Raporun 85. sayfasında yer alan yukarıda gördüğünüz grafikte AB üyesi 25 ülkenin ortalamasının yer alıyor. Buna göre analog televizyon seyredenlerin oranının 2006'dan 2011'e gelinceye kadar %50'den %20'ye düştüğü görülüyor. 2006'da %5 olan sayısal karasal yayının payı ise 2011'de %33'e çıkmış. 2011 yılındaki bu oranın sayısal kablo ile aynı olması dikkat çekicidir.
Aynı raporun bir sonraki sayfasında ülke ayrıntılarının verildiği bir tablo yer alıyor. Yukarıda gördüğünüz söz konusu tablo oldukça ilginç bilgiler içeriyor. AB üyesi 27 ülkenin coğrafi, büyüklük ve gelir durumlarının farklılıkları televizyon alış yöntemlerine de yansımış durumda. Rapora göre analog karasal yayın en çok %89'la Yunanistan ve ardından %68'le Güney Kıbrıs'ta izleniyor. Hollanda ve Belçika'da ise analog karasal ile yayın izleyen yok. Belçika'da analog ve sayısal kablonun toplam payı %74'ü buluyor. Yunanistan'da bu oran ise sadece %4. Peki uydu üzerinden yayın izleyenlerin oranı ne kadar diye baktığımızda %47 ile Avusturya'nın başı çektiği görülüyor.
Ülkemizde televizyon yayınlarına erişimle ilgili sağlıklı istatistikler bulmak pek kolay değil. Kablo ve paralı uydu abonelik sayıları dışındaki veriler tahmini olmaktan öteye gidemiyor. Eutelsat'ın Cable & Satellite TV Survey 2010 adlı araştırmasına göre ülkemizde analog karasal yayın izleyenlerin oranı % 28, uydu % 64 ve kablo % 8.
Ülkemizde televizyon yayınlarına erişimle ilgili sağlıklı istatistikler bulmak pek kolay değil. Kablo ve paralı uydu abonelik sayıları dışındaki veriler tahmini olmaktan öteye gidemiyor. Eutelsat'ın Cable & Satellite TV Survey 2010 adlı araştırmasına göre ülkemizde analog karasal yayın izleyenlerin oranı % 28, uydu % 64 ve kablo % 8.
İnternette takılmak varken siz hâlâ sınalgı mı izliyorsunuz?
YanıtlaSilizlemiyorum ama gelin görün ki bu alanda çalışıyorum. kaderin cilvesi. bu arada sınalgı kelimesini öğrenmiş oldum sayenizde. benim gibi bilmeyen için sınalgı = televizyon.
YanıtlaSil