Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
İlk kez bir kitabını okuduğum yazarlardan birisi Gilbert Adair. Aslı Biçen'in çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları'ndan Nisan 2003 tarihli ilk baskısını tek oturuşta okudum. 131 sayfa ve çok sürükleyici bir roman. Düşen yıldırım sonucu yolu kapatan bir ağaç roman kahramanın tüm hayatını değiştirir.
Roman ile ilgili fazla bir şey yazmak istemiyorum. Sürükleyici öyküsüne zarar vermek gibi olacak yazacaklarım. Bu nedenle keyifle okuyup sonrasında romanın geçtiği yerler nasıl yerler derseniz benim gibi diye bir kaç bağlantı paylaşacağım sadece:
Uğur Özmen'in sayfasında Saint Malo
Vikipedi'de Mont Saint-Michel
Wikipedia'da Georges de La Tour
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.