Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Gölgede Kırk Derece, İnci Aral

Blog sayfama farklı yazarların kitaplarına ilişkin notlar düşüyorum. Geçenlerde kitap kategorisindeki bu notları, yazar isimleriyle etiketledim.  Etiket bulutunda ismi en büyük görünen yazar İnci Aral. Çünkü blog sayfamda, bu yazıyla birlikte, Aral'ın 14 eserine dair düştüğüm not var. Gölgede Kırk Derece, Aral'ın dokuz öyküsünden oluşuyor. Benim okuduğum Can Yayınları'ndan çıkan Aralık 2000 tarihli 3. baskısıydı. Dokuz öykünün ortak özelliği her birinde kadın hikayelerinin anlatılması. Kitaba ismini de veren Gölgede Kırk Derece ve kitaptaki son öykü Üçüncü Kişi beni en çok etkileyenler oldu. Üçüncü Kişi'deki rüya mı gerçek mi belirsizliğinin güçlü kullanılışı Aral'ın kaleminin gücünü yansıtıyordu. Gölgede Kırk Derece öyküsünde ise konu ve ele alınış biçimi çarpıcıydı. Bu arada Aral hayranları için güzel bir haber İnci Aral web sayfası yayına geçmiş...

Öteki / Bir St. Petersburg Destanı, Fyodor Dostoyevski

Karamazof Kardeşler'i okumuştum ilk olarak. Yıllar sonra Yeraltından Notları okudum. Şimdi Öteki'yi okuyunca sıralamada epey hatalı davrandığımı anladım. Kitapların yazılış sırasını izlesem tam tersini yapmam gerekirdi. Henüz hiç birini okumamış ama niyetli okurlara duyurmuş olayım. Ergin Altay'ın Rusça aslından çevirisiyle İletişim Yayınları'ndan 2008 tarihli ikinci baskısıydı benim okuduğum Öteki. Kitabın sonunda Joseph Frank'in sonsözüne yer verilmiş. Bu sonsözü İngilizce'den Yüce Aydoğan çevirmiş. Roman 202 sayfa, sonsözle birlikte kitap 226 sayfa. Dostoyevski'nin 1846 tarihli eseri Öteki, büyük beğeni toplayan ilk romanı İnsancıklar'ın ardından hayal kırıklığı yaratmış. Günümüzde okuduğumuz Öteki, Dostoyevski tarafından 1866'da gözden geçirilip kimi bölümleri çıkartılmış kimi bölümleri yeniden yazılmış haliymiş. Dokuzuncu dereceden devlet memuru Yakov Petroviç Golyadkin'in St. Petersburg'da (o tarihlerde başkent) yaşamının bir bölümüne t...