28 Mayıs'a kadar böyle devam edeceğim. Sunumda ayrıntılarını anlatacağım konulara ilişkin kısa tanıtımlar yapacağım. Bu yazıda sunumun ilk bölümünün reklamı var: Yeni Radyo Teknolojileri. Bu sunumu hazırlarken bir kez daha acı ile fark ettim ki ülkemizde medya alanında, teknolojiyi takip açısından bakıldığında, en geri kalan radyo olmuş. Oysa, ticari anlamda dünyada ilk radyo yayınının yapılması ile ülkemizdeki ilk radyo yayını arasında geçen süre, televizyon ile kıyaslandığında çok daha kısadır. Buna karşın sunumda bahsedeceğim yeni radyo teknolojileri arasında bir tek Digital Radio Broadcasting (DAB) yayını, bir dönem Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından deneme yayını olarak sürdürüldü.
Yeni radyo teknolojileri olarak bakıldığında ilk göze çarpanlar Avrupa merkezli Digital Audio Broadcasting (DAB) ve Amerika merkezli HD Radio radyo dünyasının öne çıkan yenilikleri. Her ikisinde de yayın gene vericiler aracılığıyla yapılıyor. Elbette bildiğimiz FM vericileri değil. DAB veya HD Radyo vericileri ile yapılan yayın, DAB veya HD radyo alıcıları ile dinleniyor ve izleniyor. Bu anlamda bakıldığında her ikisinin de radyo yayını olduğu söylenebilir. Verici - alıcı ikilisi, şekil değiştirse bile, var olmayı sürdürüyor. Aslında her iki teknoloji de klasik radyonun (bugün dinlemekte olduğumuz) müdavimlerinin (mesela benim) hep düşledikleri "şey"lerin gerçekleşmesinden ibaret. Neler düşler bu midavimler:
Hem HD radyoda hem de DAB'de yukarıdaki düşler gerçeğe dönüşüyor. Peki FM istasyonu bu kadar dolu ülkemizde DAB neden tutmadı? TRT'nin deneme yayınları neden devam etmedi? Bu iki sorunun da kendime göre yanıtları var. Ancak sunumun heyecanını bozmamak için bu soruların yanıtlarını sunuma bırakıyorum. Ayrıca her iki teknoloji de ayrıntılarıyla ele alma işini de sunuma bırakıyorum. Bu arada eklemeden geçmeyeyim DAB yeni adıyla DMB oldu. Digital Audio Broadcasting'den Digital Multimedia Broadcasting haline geldi...
28 Mayıs 2011'de Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde 13-15 saatleri arasında görüşmek dileğiyle....
Yeni radyo teknolojileri olarak bakıldığında ilk göze çarpanlar Avrupa merkezli Digital Audio Broadcasting (DAB) ve Amerika merkezli HD Radio radyo dünyasının öne çıkan yenilikleri. Her ikisinde de yayın gene vericiler aracılığıyla yapılıyor. Elbette bildiğimiz FM vericileri değil. DAB veya HD Radyo vericileri ile yapılan yayın, DAB veya HD radyo alıcıları ile dinleniyor ve izleniyor. Bu anlamda bakıldığında her ikisinin de radyo yayını olduğu söylenebilir. Verici - alıcı ikilisi, şekil değiştirse bile, var olmayı sürdürüyor. Aslında her iki teknoloji de klasik radyonun (bugün dinlemekte olduğumuz) müdavimlerinin (mesela benim) hep düşledikleri "şey"lerin gerçekleşmesinden ibaret. Neler düşler bu midavimler:
- Radyoda şarkıyı dinlerken, şarkıya ilişkin görselleri gösterecek bir ekran olsa (RDS'li radyolardaki kısıtlı olanaktan fazlası)
- Daha kaliteli ses.
- Radyo yayınına ek bilgi kanalları: Hava durumu / trafik bilgileri / borsa bilgileri
Hem HD radyoda hem de DAB'de yukarıdaki düşler gerçeğe dönüşüyor. Peki FM istasyonu bu kadar dolu ülkemizde DAB neden tutmadı? TRT'nin deneme yayınları neden devam etmedi? Bu iki sorunun da kendime göre yanıtları var. Ancak sunumun heyecanını bozmamak için bu soruların yanıtlarını sunuma bırakıyorum. Ayrıca her iki teknoloji de ayrıntılarıyla ele alma işini de sunuma bırakıyorum. Bu arada eklemeden geçmeyeyim DAB yeni adıyla DMB oldu. Digital Audio Broadcasting'den Digital Multimedia Broadcasting haline geldi...
28 Mayıs 2011'de Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde 13-15 saatleri arasında görüşmek dileğiyle....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.