Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Bu başlıkta bir yazı yazacağım aklıma gelmezdi. Günün en keyif verici etkinliklerinden birisi olduğunu düşündüğüm, bugün ne giysem sorusunu yanıtlama sürecini, bir başkasına devretmeyi kim ister derdim. Arkadaşlarla sohbet ederken fark ettim böyle birilerinin olduğunu. Sonra, sayılarının az olmadığını görünce, böyle bir yazı yazayım dedim. Belki durumu açıklayan yorumlar gelir. Böylesi, bence çok ilginç, bir durumun nedenini anlamış olurum/z. Yorum yazmaya niyetliler için durumu bir kaç maddede özetleyeyim:
- Günlük ne giyeceğine bir başkası karar veriyor. Çoğunlukla bir gece öncesinde, giyilecek kıyafetler seçilip dolapta yerini alıyor. Bu seçim işlemini haftalık yapanlar da var(mış). Pazartesinden cumaya giyilecekler hazırlanıp, günlerine göre askılarda bekliyor(muş).
- Seçimin önceden yapılmasında bir gariplik yok elbette. Giyilmesi planlanan kıyafetin temizliği, ütüsü, kravatın cekete, gömleğin pantolona, ayakkabının çoraba uyumuna bakmak lazım. Bu normal süreci, bence, anormal hale getiren, kıyafetlerin seçimini giyecek kişinin dışında birisinin yapması.
- Kıyafetleri giyecek kişi çok meşgul, ya da çok ünlü birisi olsa durum o kadar anormal gözükmeyebilir. Kıyafet seçimi, ki bence günün en keyifli etkinliklerinden, için ayıracak vakti olmayanlara ya da dış görünüşün çok önemli olduğu durumlarda profesyonel yardım alınmasını anlayabilirim.
- Günlük giyecek kıyafetlerini seçmeyen hemcinslerimin çoğu, kıyafet alış verişi işini de kendileri yapmıyor. Gömlekten takıma alış veriş annenin/eşin işleri arasında yer alıyor. Aslında bunda garipsenecek bir şey yok. Günlük giyeceğini seçmeyen birisinin gelecek günlerde neler giyeceğini seçmesi şaşırtıcı olurdu.
Bana ilk duyduğumda inandırıcılıktan uzak gelen, yukarıda anlatmaya çalıştığım durum, sandığımdan çok daha yaygınmış. Durumu bir de yaşayanlardan okumak isterim. Hemcinslerimden ve hemcinslerime yardımcı olan anne/eş/kız kardeşlerden yorumlar bekliyorum, gelmeyeceğini bilsem bile...
:-)) evet evet var böyle insanlar. denk gelmiştim. alışverişe gitmiyorlar, anneleri onlara alıyor. Önceleri alışverişten hoşlanmadıklarını düşündüm, sonra anormal olduklarına karar verdim. :-) arzu
YanıtlaSilbence de bir anormallik var.
YanıtlaSilBana da buna şaşırmış olman ilginç geldi..bu ülkede kadınlar kocalarının hâkimi dir..erkek kendine biçilmiş köle rolünün içinde yaşamaya mecburdur..başka kadınlara seksi çağrışımlar yaptirmayacak kadar /oranda zevkli efendi gösterecek kıyafetleri seçmek ve erkeğini dışarda da kendisi yanında değilken de kontrol altında tutmanin ,bu adamı bir giydiren var demenin açık bir yoludur..kadınlar arasında mesajlasmadir.once bir gömlek hediye edilerek başlayan bu süreç AA canım bu yakıştı çok yakışıklı oldun gigibi devam ederek bazen gerçekte en yakışıksız şekilde giydirme ile sonuçlanan süreçtir..ve erkek artık kendine yakışanı secemeyecek duruma düşer ya da kadınin da zaten istedigine yakın kıyafetler alarak kendini tatmin eder
YanıtlaSilMurat ilginç bir yaklaşım. Ben daha farklı düşünüyorum. Belki sen haklısın.
YanıtlaSil