Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Selim Hoca, Boğaziçi Üniversitesi'nde görevli bir meslektaşım. Blog sayfama daha önce Tehlikeli Oyuncak isimli kitabı ile konu olmuştu. 2008 yılının başlarında düştüğüm notlarda hayykitap'tan çıkan kitabın özellikle küçük çocukların cep telefonu kullanımının doğuracağı sağlık sorunlarına dikkat çekmeye çabalamıştım. Söz konusu kitap, bilimsel makalelere verdiği referanslarla cep telefonunu sigaraya benzetmiş ve sigaranın zararlarının kabulünün yıllar sürdüğünü hatırlatmıştı.
Aradan geçen yıllar, ne yazık ki cep telefonu kullanımını daha da yaygınlaştırdı. Bu kitabı, ya da onu konu edindiğim notları, teknoloji düşmanı olarak değerlendirmeden önce düşünün. Telefonunuzu telefon olarak mı kullanıyorsunuz? Yoksa fotograf çekmek, radyo/müzik dinlemek, internete bağlanmak, sabahları uyanmak (alarm), televizyonunuzu kumada etmek için mi? Gelişen teknoloji ile hızlı internet bağlantısına olanak tanıyan üçüncü nesil (3. Generation : 3G) mobil şebekeler hayatımızı kolaylaştırıyor belki. Peki sağlığımıza zarar veriyorsa bu kolaylıklar, o zaman gene kullanır mıydınız?
Cep telefonu şirketlerinin daha uzun konuşmanızı sağlayacak paketleri pazarlamaları, reklamlarda kısa konuşanlarla dalga geçilmesi, küçük çocukları reklam malzemesi yapması (selocanlar), sağlığınızı korumak için yerin bilmem kaç kat altında bile çeken şebekeler kurduğunu göstermesi pek hayra alamet görünmüyor ne yazık ki. Selim Hoca'nın 2009 yılında piyasaya çıkan ve Nisan 2010'da ikinci baskısını yapan kitabı Cep Tehlikesi özellikle 3G ile değişen sektörü
inceliyor. Artık sadece konuşmak/mesajlaşmak için kısa süreli kullanılan bir cihaz olmaktan uzaklaşıp 7/24 açık, yaşam alanlarımızın içinde, bir uzvumuz haline gelen bir tehlikeden bahsediyor.
inceliyor. Artık sadece konuşmak/mesajlaşmak için kısa süreli kullanılan bir cihaz olmaktan uzaklaşıp 7/24 açık, yaşam alanlarımızın içinde, bir uzvumuz haline gelen bir tehlikeden bahsediyor.
Cep Tehlikesi kolay okunuyor. Akıcı bir dili var. Toplam 10 soru sorulmuş, kitabın bölümlerini oluşturan bu sorular sırasıyla;
1. Cep telefonu çılgınlığının sonu nereye gidiyor?
2. Cep telefonu güvenlik standartları yeteri midir?
3. Cep telefonuyla konuşmak gerçekten hasta eder mi?
4. Çocukların ceple konuşması ne kadar risklidir?
5. 3G teknolojisinin bilinmeyen tehlikeleri neler?
6. Cep ve baz istiasyoları doğal çevre ve hayvanlar için de zararlı mı?
7. Cep telefonları dışında radyasyon yayan diğer cihazlar hangileridir?
8. Kedimizi ve çocuklarımızı korumak için ne yapmalıyız?
9. Elektromanyetik dalgalarla insan zihni kontrol edilebilir mi?
10. Evimizin yakınındaki sağlığımızı tehdit eden baz istasyonlarını nasıl kaldırtabiliriz?
Telefon dahil hiç bir cihazın esiri olmayın...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.