Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
31 aralık 2007 tarihinde bloga, İnci Aral'ın Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin kitaplarına ilişkin notlar düşmüşüm. Gene bir aralık ayında, bu kez 2010 yılında Unutmak adlı nehir söyleşi, anı karışımı kitabı ile bloguma konuk oluyor Aral. Yeni Yalan Zamanlar'ın Yeşil'i en beğendiğim olmuştu. Unutmak'ı okurken, Yeşil'in az okunduğunu, az anlaşıldığını öğrenmiş oldum.
Tolga Meriç'in sorularına Aral'ın verdiği yanıtlardan oluşan bir kitap olsa bile önsözündeki açıklamada Aral'ın, soruları ve yanıtları yeniden düzenlediği bilgisi verilmiş. Tolga Meriç, Aral'ın eserlerine hakim, yönelttiği sorular öyle yazarken nelerden esinlenirsiniz gibi basit, doğrudan sorular değil. Soruların nasıl olduğunu merak edenler olabilir diye bir örnek vereyim: Zamanı kağıt üzerinde zapt edebilmeyi başarmak hayata ilişkin ne türden umutsuzluk ve tedirginliklerinizi yatıştırdı? (sayfa 282). Unutmak ile Aral birçoklarının kaçınacağı zorlu bir iş yapmış bence. Hayatını okuyucularının gözleri önüne sermiş. Küçük yaşta önce babasını ardından annesini kaybetmesinden, yıllar sonra biri 3 diğeri 5 yaşında iki oğlundan ayrılmak zorunda kalışından, evliliklerinden, kentlerden, yolculuklardan kısacası Aral'ı Aral yapan herşeyden bahsedilmiş kitapta. Edebiyat dünyasında hak ettiği yerde olmamaktan şikayetçi kimi bölümlerde. Haksız sayılmaz. Aral'ın ilk romanı olan Ölü Erkek Kuşlar'ın ilk baskısını bugün sahaftan aldım. Okumayı sürdürdüğüm bir kaç kitabın yanında ilk okunacak roman sırasına girdi. Ağda Zamanı ise ilk fırsatta alacağım öykü kitabı. Okumayı bitirdiğimde onlara dair bir şeyler de yazarım.
Unutmak, sadece Aral'ı severek okuyan bendeniz gibilerin değil, yazma konusunda önerilere ihtiyaç duyan edebiyat meraklılarını da fazlasıyla tatmin edecek bir eser. Meriç'in ustaca yönelttiği sorulara Aral'ın yanıtları roman kurgusu, öyküde kelime/cümle seçimi, romanda zaman gibi konulara ışık tutuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.