Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
31 aralık 2007 tarihinde bloga, İnci Aral'ın Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin kitaplarına ilişkin notlar düşmüşüm. Gene bir aralık ayında, bu kez 2010 yılında Unutmak adlı nehir söyleşi, anı karışımı kitabı ile bloguma konuk oluyor Aral. Yeni Yalan Zamanlar'ın Yeşil'i en beğendiğim olmuştu. Unutmak'ı okurken, Yeşil'in az okunduğunu, az anlaşıldığını öğrenmiş oldum.
Tolga Meriç'in sorularına Aral'ın verdiği yanıtlardan oluşan bir kitap olsa bile önsözündeki açıklamada Aral'ın, soruları ve yanıtları yeniden düzenlediği bilgisi verilmiş. Tolga Meriç, Aral'ın eserlerine hakim, yönelttiği sorular öyle yazarken nelerden esinlenirsiniz gibi basit, doğrudan sorular değil. Soruların nasıl olduğunu merak edenler olabilir diye bir örnek vereyim: Zamanı kağıt üzerinde zapt edebilmeyi başarmak hayata ilişkin ne türden umutsuzluk ve tedirginliklerinizi yatıştırdı? (sayfa 282). Unutmak ile Aral birçoklarının kaçınacağı zorlu bir iş yapmış bence. Hayatını okuyucularının gözleri önüne sermiş. Küçük yaşta önce babasını ardından annesini kaybetmesinden, yıllar sonra biri 3 diğeri 5 yaşında iki oğlundan ayrılmak zorunda kalışından, evliliklerinden, kentlerden, yolculuklardan kısacası Aral'ı Aral yapan herşeyden bahsedilmiş kitapta. Edebiyat dünyasında hak ettiği yerde olmamaktan şikayetçi kimi bölümlerde. Haksız sayılmaz. Aral'ın ilk romanı olan Ölü Erkek Kuşlar'ın ilk baskısını bugün sahaftan aldım. Okumayı sürdürdüğüm bir kaç kitabın yanında ilk okunacak roman sırasına girdi. Ağda Zamanı ise ilk fırsatta alacağım öykü kitabı. Okumayı bitirdiğimde onlara dair bir şeyler de yazarım.
Unutmak, sadece Aral'ı severek okuyan bendeniz gibilerin değil, yazma konusunda önerilere ihtiyaç duyan edebiyat meraklılarını da fazlasıyla tatmin edecek bir eser. Meriç'in ustaca yönelttiği sorulara Aral'ın yanıtları roman kurgusu, öyküde kelime/cümle seçimi, romanda zaman gibi konulara ışık tutuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.